5 Şubat 2011 Cumartesi

UFOLARIN İLK ZİYARETİ


İLK ZİYARETLER

Birçok yorumcu modern UFO çağının 1947’ler de başladığını iddia etmektedirler ama, asil çağın başlama tarihi 1880’de, sanayi devriminin doruğuna ulaşılırken başlamıştır.
Aslında olayın özüne inecek olursak, UFO’lar çok daha uzun süredir etrafımızda dönüp durmaktadırlar. Günümüzde bazı Kutsal Kitap alıntıları, kimi satırlar doğaüstü varlıkların uçurduğu cisimlere atıflarla doludur. 1880’den Birinci Dünya Savaşına kadar olan bölüm ise, bu olgunun en açık seçik örneklerini gözler önüne sermektedir.

16 Mart 1880 aksamı, çok büyük bir pervaneye sahip, puro biçiminde bir hava taşıtı New Mexico’da üç kişi tarafından gözlemlenir. Bu üç tanık, hava taşıtındaki insanların bilmedikleri bir dili konuştuklarını, gülerek kendilerine seslendiklerini ve on kişi olduklarını belirtmişlerdir. Hatta bu kişiler gemideki kişilerin davranışlarını sarhoş davranışlarına benzetmişler ve gemiden aşağı onlara, birinin üzerinde uzak doğu yazısına benzer bir yazı olan ipek ya da saten benzeri bir kâğıt, birine güzel bir çiçek ve diğerine de acayip bir isçilik ürünü olan fincan atmışlar. Hava taşıtından atılan bu nesneler hemen o üç kişi tarafından alınmış ve bir depoda diğer insanlara teshir edilmiş. Aradan birkaç saat geçmeden depoya gelen bir yabancı eşyaları incelemiş ve onların Asya kökenli mallar olduğunu, kendisinin de bu tip şeylerin koleksiyoncusu olduğunu belirterek bayağı yüksek sayılabilecek bir meblağı depo görevlisine vererek eşyaları satın almış ve ortadan kaybolmuştur. Bu tip yaklaşımlar yaşanan cisimli UFO olaylarından sonra hep olagelmiştir. Günümüzde bu tip insanlara giyim şekillerinden dolay “Siyahlı Adam” denilmektedir.
Daha sonraları buna benzer olaylar muhtelif tarihlerde gelişmiştir.

İKİNCİ ZİYARET DÖNEMİNİN BAŞLAMASI

: 1880’den 1947’ye kadar olan sürede yaşananlar, 47 ve sonrasında adeta istila halini almıştır. Kayıtlara geçen ve geçmeyen binlerce yaşandığı iddia edilen olaylar, çok kabarık bir arşivi de beraberinde getirmiştir.
1947’nin 24 Haziran günü ABD’nin Washington Eyaleti pırıl pırıl bir gün yaşamaktaydı. Bu havanın temizliği ve berraklığı Cascade Dağlarını daha bir güzel hale getiriyordu.
Otuz iki yaşında bir is adamı olan Kenneth Arnold, ayni zamanda da dört bin saati aşkın bir uçuş tecrübesine sahip olan bir pilottu. Arnold, ayni zamanda tek motorlu bir Callier marka uçağa da sahipti. Bulana 5000 $ ödül vaadedilen deniz piyadelerine ait bir uçağı aramak için o gün gökyüzündeydi. Arnold’ un uçağı dağ uçuşları için tasarlandığından, bu tip uçuşlar için de ideal bir araçtı. Arnold, düsen Curtess C-46 komando nakliye uçağını aramaya başladı. Uçak dağlarda bir yerlerde kaybolmuştu ve o güne kadar da bulunamamıştı. Arnold da o uçağı bulamadı ama başka bir şey buldu, daha doğrusu, o şey gelip onu buldu!
Arnold dağın üzerinde dönüş yaparken, son derece parlak bir ışık, uçağının yüzeyini aydınlatınca şaşırır kalır. Önce yaklaşmakta olan başka bir uçağa çarpmakta olduğunu düşündü. Ve telaşla o uçağı yaklaşık otuz saniye boyunca aradı, kendini çarpışmadan korumaya çalıştı. Gerçekten de bir uçak gördü! Bu, bir DC-4’ tü ve Arnold onun San Francisco Seattle tarifeli seferini yapan uçak olduğuna karar verdi. Ama iskele tarafında ve gerideydi ve de o ışık oyununu onun yaptığı düşünülemezdi.
Bunları düşünürken, bir ışık daha çaktı, bu sefer Arnold isigin tam nereden geldiğini saptayabildi. O tarafa, o çizgiye doğru yöneldiğinde, şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalmıştı. Doruğun üzerinde inanılmaz hızla formasyon uçuşu yapan bir grup çok parlak cisimler görüyordu.
Aralarındaki mesafe yaklaşık yüz mil civarındaydı ama, onları tam olarak göremiyordu ancak cisimler kendisine doğru yaklaşmaktaydılar. Arnold, son saniyeye kadar onları formasyon uçuşu yapmakta olan jetler olduğunu zannediyordu. Ve dokuz adet olduklarını görebildi. Çapraz bir dizilişle yaklaşıyorlardı ve formasyonlarında ilk dördünün arasındaki uzaklıklar eşit, sonraki beşli grup ise daha seyrekti. Fakat Arnold’un fark ettiği yalnızca bu değildi, daha tatsız bir durum daha fark etmişti bu da yaklaşan uçakların hiç birinin kuyruğu yoktu ve çok değişik bir formasyonda uçuyorlardı. En öndeki diğerlerinden daha üstte ve sanki rüzgârda savrulan uçurtmalar gibi ya da su üstündeki hız tekneleri gibi daha doğru bir ifade ile bir kaz sürüsünün uçuşu gibi bir formasyon almışlardı.
Bu uçakların etkileyici bir başka özellikleri de, ikide bir kanatlarını eğmeleri ve yüzeylerinden o mavimsi beyaz ışığı fışkırtarak uçmalarıydı, Arnold’a göre! Arnold, ilk baslarda o ışığın onlardan geldiğini düşünememiş, kanatların pırıl cilalı yüzünde günesin yansıması olarak yorumlamıştı. Arnold’a göre uçuşun yönü hiç değişmiyor, ama cisimler tek tek dağ doruklarının arkasına girip çıkıyor, bazılarının önünde, bazılarının ise arkasında uçuyorlardı. Dokuzu birden gözden kaybolduğunda, Arnold’un kafası iyice karışmış, Hava Kuvvetlerinin bir teknolojik mucize yarattığını düşünmüştü. Bundan sonra ne yaptığı ise ne de 5000 $ dolara konsantre olamıyordu, bir an evvel aşağıya inip gördüklerini arkadaşlarına anlatmalıydı.
Arnold Tarihe Geçiyor: Arnold iniş yaptıktan sonra, bu garip olayı arkadaşlarına anlattı ve aralarında saatler süren bir durum muhakemesi yaptılar. Fakat herhangi bir sonuca varmaları imkânsızdı ve olay daha yüksek makamlara intikal etti ve is gazetelere kadar yansıdı. Ve bir ajans haberinde olayı ABD’nin her yerindeki insanlar öğrenmişti. Arnold’un inanilir ve güvenilir bir insan olması, olayı daha cazip bir hale getirmiş ve herkes tarafından konuşulur olmuştu.
Arnold’un yaptığı tariflerde, gördüğü cisimlerden ”Suyun üzerinden ileriye doğru fırlattığınız bir tabak nasıl uçarsa öyle uçuyorlardı...” seklindeki ifadesinden “uçan daire” tabiri da doğmuş oluyordu.
Olay tüm dünyadaki basının hayal gücünü bir anda esir almış, normal olmayan olaylarının hazırlıksız kurbanlarından pek çoğu gibi, Arnold da istemeyerek bir basın gösterisi başlatmıştır. Böylelikle de bu olayın kahramanı olarak tarih sayfalarındaki yerini de alır.
FBI Etkilenmiyor: Bu olayın yankıları sürerken FBI ajanlarından birisi Arnold’un görmüş olduklarının gerçek olduğu tezini savunur ve bu kişinin yalan söyleyerek kazanacaklarının kaybedeceklerinden daha az olacağına ve böyle bir yalan konuşmaya ihtiyacı olmadığını savunmuştu.
Daha sonra, 22 Mart 1950’ de FBI’ dan Guy Hottel, patronu J. Edgar Hoover’a, “Uçan Daireler” başlıklı yolladığı garip bir yazıda şunlardan bahseder:
“Bir Hava Kuvvetleri araştırmacısı, uçan daireler diye bilinen şeylerden üçünün New Mexico’da ele geçtiğini söylemiştir. Bunların yuvarlak biçimde olduğu, ortalarının biraz yüksek olduğu, ortalarının biraz yüksek olduğu, çaplarının yaklaşık 50 feet civarında olduğu belirtilmiştir. Her birinin içinde, insan biçiminde, ama boyları yalnızca 1 metre olan, çok ince metalik giysiler giymiş üçer ceset bulunmuştur. Bu cisimlerin New Mexico’da bulunmasının, hükümetin o yörede çok güçlü bir radar tesisine sahip olmasından, bu radarın uçan dairelerin kontrol mekanizmasını etkilemesinden ötürü olduğu sanılmaktadır.”
Bu kadar olağanüstü bir haberin nedense FBI hiyerarşisi tarafından pek de ciddiye alınmadığı söylenebilir.
Garip olan; böyle bir olayın o tarihlerde ki kurgubilim film yapımlarının henüz o düzeyde olmadığı, dolayısıyla da UFO’ların düşmesi konularına atıfta bulunulamayacağı savı kuvvetlidir. Ama ondan sonra, Amerika’da insan kaçıran UFO raporlarında bu yaratıklar bir standart oluşturdu. Söz konusu yazı gizlice yollandığı sıralarda, dünyanın ilk UFO kitabi olan Uçan Daireler Gerçektir adli kitap piyasaya sürüleli henüz bir iki hafta olmuştu. Bu kitabin yazarı olan eski bir deniz piyade subayı Donald Keyhoe, kitabinda olayın örtbas edilmekte olduğuna dair suçlamalarda bulunmuş ve büyük sansasyon yaratmıştı.


ROSWELL OLAYI

: Olay New Mexico’nun Roswell bölgesinde 1947 yılının 4 Temmuz saat 23:30 sıralarında cereyan eder. Bu tarihte William Mc. Brazel adli bir çiftçinin arazisinde bir UFO yere çakılır. Brazel, UFO’dan etrafa dağılan parçaları görünce olayı yetkililer haber verme ihtiyacı hissediyor ve 5 Temmuz 1947 günü askeri yetkililer inceleme için bölgeye geliyorlar, bölgeyi de ziyaretçilere kapatarak uzay cismine ve içinde bulunduğu iddia edilen cesetlere el koyuyorlar.
Çiftçi Brazel, ayni gün arazisinde ayni cisme ait bir iki kalıntının daha olduğunu tespit eder. Brazel bulduğu o kalıntıları da alarak ertesi gün Roswell kentine gider ve yetkililer kendisinden o parçaları da teslim alırlar. Brazel’in bulduğu parçalarla ilgili yerel bir gazete de çıkan haber üzerine yetkililer olayı yalanlayarak, kalıntıların düsen bir meteoroloji balonuna ait olduğunu açıklarlar. Amerikan hükümeti olayı basından ve halktan gizlemeye kararlıydı. Ve cesetlerle birlikte UFO’dan geriye kalanları bir üsse taşıdılar. Yıllar sonra o zamanlar orduda görevli olan kameraman Jack Barnett, tüm çevreleri ayağa kaldıran açıklamasında, cesetlere otopsi yapıldığını ve kendisinin de bu olayı kare kare kamerayla tespit ettiğini açıkladı. Bu kayıt yaklaşık 90 dakikalık olup, belki de dünyanın en büyük sırlarını gizliyordu. Tabi ki bu film, hükümet politikası gereği yıllar boyu açığa çıkarılmadı, gizli tutuldu. Hatta bazı iddialara göre dönemin başkanı Truman da otopside hazır bulunmuştur.
Fakat kameraman Barnett o kadar da saf biri değildi ve filmin bir kopyasını da kendine çıkarmayı bilmişti. Daha sonra İngiliz gazeteci ve televizyon yapımcısı Ray Santimli yüklüce bir miktar karşılığında filmi satın aldı. Bundan sonra da dünya basınını ayağa kaldıran uzaylı varlık otopsisi yavaş yavaş diş dünyaya açılmaya başladı.
Diğer UFO Ziyaretleri:
• Yıl: 1994
• Yer: Meksika/Tepetzlan
Carlos Diaz, 1977’ den beri dünya dışı canlılarla ilişki kurduğunu iddia ediyor, ama onların nereden geldikleri hakkında bir açıklama da yapmıyordu, ya da yapamıyordu. Ancak bir konuşması sırasında, onların araçlarına bindirildiğini ve dünyanın içine doğru götürüldügünü, orada muhteşem çiçek bahçelerinin bulunduğunu, ilahi bir müziğin çalındığını ve dünyanın her tarafından getirilen yasam türlerinin dolaştığını belirtti. Dünya dışı canlılar dünya yüzündeki yasam türlerini korumaya çalışarak, azalan türleri yeniliyorlar ve en büyük korkuları insanların gezegenin yüzeyini yok etmesi. Diaz, belki de UFO literatürünün en ilginç örneklerinden çünkü reklamını yapmıyor ve doğru ya da yanlış bildiklerini açıklamaktan kaçınıyordu.
UFO’ lar tarafından kaçırıldığını iddia edenlerin en ünlüsü hiç şüphe yok ki Yazar Whitley Strieber’dir. Strieber, ayni zamanda Comunion’un ve Breakthrouhg’un yazaridir. Strieber, gördüğü en otantik dünya dışı canlı görüntüsünün kendisine yollanan bir fotoğraf olduğunu iddia etmekte ve şunları söylemektedir: “Anatomik yapıları mükemmel. Büyük siyah gözler onların yüz yüze etki gücünün yüksekliğini ve düşünce yansıtma yetilerini gösteriyor. Bu fotoğraf bana İngiltere’den yollandı, yollayan Andy isimli birisi, ama maalesef açık kimliğini bilmediğimiz için bir telif hakki uygulayamadık. Doğru veya yanlış ya da sahte ama son derece otantik ve inanıyorum ki griler gecenin bir yarısında karsımıza çıktıklarında korkmayalım diye kendilerini bize alıştırıyorlar.”
18-19 Mart 1995’ te, Disney Şirketi hiçbir ön duyuruda bulunmadan kendi tv kanalında, bir UFO belgeseli yayınladı, alışılmış ön anonslar yapılmadan yayın beş eyalete (Connecticut, Tennessee, Alabama, Florida ve California) yapıldı. Belgesel inanılmazdı; Yayının hemen öncesinde Disney’ in en üst düzeyinden Michael Esner, ekrana gelerek şaşırtıcı bir açıklamada bulundu ; “İnsanoğlu, tarihinin en önemli olayının tam ortasındadır; diğer gezegenlerdeki zeki yasamla kurulan gerçek bir ilişkiden söz ediyorum... Uzak galaksilerdeki zeki yasamın temsilcileri simdi insan ırkı ile açık bir ilişki kurmanın gayreti içindeler ve biz bu aksam sizlere bu olayı göstereceğiz... Bizim algılarımızın çok ötesindeki sınırsızlıklarda varılan zeki varlıklar, insanlığın galaktik birliğe katılması için işaret veriyorlar, bu harika bir çağrı ama ayni zamanda da korkutucu... Uzaylıların araçları dalgalar halinde geliyor ve son birkaç yıl gösterge olarak kabul edilirse, Dünya planeti gözlem deneyinin zirvesine ulaşacak. 1947 yılının baslarında canlı yaratıklar tarafından yönetilen dev uzay gemileri dünyaya ulaştılar; onların fizik düzeyi galaktik yolculuklara izin veriyor ve dünyanın atmosferinde inanılmaz bir hızla uçabiliyorlar. Bir ve birden fazla uzay aracı dünyada kaza yapmıştır ve bu olaylar ABD Askeri Araştırmaları nedeniyle örtbas edilmektedir... Roswell olayi gerçektir ve üç dünya dışı canlı orada kazadan kurtulamamıştır. Enkaz ve ölü uzaylılar özel bir soruşturma komitesinin çalışması sonucunda gizli bir yere tasındılar; operasyona ‘Majestik 12’ adi verilmiş ve organizasyon bizzat Başkan Truman’ın emriyle gerçekleşmişti ve bundan sonra hükümet kesin bir bilgi vermeme kampanyasını başlattı. Tüm hükümetler kendi otorite anlayışları içersinde hareket ediyorlar ama dünya dışı canlılarla ilişki saf dinamitle oynamak anlamına gelmektedir. Başkan Jimmy Carter, ofisinin ABD Başkanlığı olduğunu sanıyordu, ekibi ise uzaylılarla ilişkinin resmen açıklanmasının yararlı olduğuna inanıyor ve gayret gösteriyordu. Bir iç Hükümet belgesinde betimlendiği gibi, bazı güvenlik sırları Beyaz Saray’ in hukuki varlığının dışındadır. 1975 yılı Kasım ayında, hemen her Stratejik Hava Komutanlığı üssü UFO’ lar tarafından ziyaret edildi. Hükümet kaynaklı eğilimler, askeri ve bilimsel yöneticilerin yarim yüzyıldır süren dünyalılarla uzaylıların ilişkisini açıklayan resmi belgelerin artik açıklanmasının istendiğini gösteriyor. İstatistikler gösteriyor ki, önümüzdeki beş yıl içinde çok büyük bir olasılıkla dünya dışı ilişkilerle karsılaşacaksınız. Birçok Amerikalı dünya dışı uzay araçlarına binerek, yenilikleri keşfetmekten büyük mutluluk duyacaktır...”
Eisner’ in inanılmaz açıklaması tüm uygar ülkelerde büyük sok yarattı çünkü Disney bugüne kadar saygınlığını hiç azaltmadan koruyabilmiş nadir kuruluşlardan biriydi ve çizgi-filmlerin ötesinde dünyanın en ciddi ekonomi tröstleri listesinin ilk satırlarındaydı. Bazı UFO araştırmacıları Disney Belgeseli’nin gizli bir deney olduğunu düşünüyorlar, bu şekilde toplumun tepkisi ölçülüyor ve UFO Gerçeğinin resmen açıklanmasıyla patlayacak devrime kitlelerin uyum yeteneği araştırılıyor.


BREZİLYADAKİ UZAYLILAR



--------------------------------------------------------------------------------

Tüm Güney Amerika ülkeleri gibi, Brezilya da Ufolojik yönden zengin kaynak ve bilgiyi barındıran bir merkezdir. Ancak 20 Ocak 1996 tarihli vaka, sadece Brezilya'da değil tüm Dünya Üroloji Literatürü'nde artık önemli bir yer tutuyor... Bu ilginç olay, Varginha bölgesinde yaşanmış ve pekçok kişi tarafından gözlemlenmiştir.

20 Ocak günü sabahın çok erken saatlerinde O.Augusta ve Eurico Rodrigues adlı evli çift, yaşadıktan çiftlik evinde hayvanlardan gelen garip sesler nedeniyle uyandılar. Neler olduğuna bakmak için dışarı çıktıklarında, yere beş metre kadar inmiş, hafifçe dalgalanmakta olan garip cismi gördüler. Nesne bir minibüs büyüklüğünde, ışıksız, gri renkte ve puro biçimindeydi. Alt kısmından hafif bir duman çıkıyordu.

Aynı gün, Varginha'dan 80 km ötedeki Alfenas yerleşim bölgesinden bir tanık saat 10.30'da bir buçuk metre boyunda ve başında üç garip çıkıntı olan, maymun benzeri tuhaf bir yaratık gördüğünü bildirdi. Ufolog Vitorio Pacaccini ve avukat Ubirajara Franco Rodrigues hemen olayı araştırmaya karar verip varlığın görüldüğü yere gittiler. Daha sonra iki adam daha bulup, karşı koyamayan varlığın üzerine basit bir ağ atarak yakaladılar.

Öğleden sonra Valquiria, Liliane ve Katia adında üç genç kız, okuldan evlerine dönerlerken, hayatları boyunca asla unutamayacakları bir karşılaşma yaşadılar... Yedi metre yüksekliğinde bir duvarın üzerinde kendilerine bakan, insanımsı varlığı gördüler. Varlık 1.5 metre boyundaydı, maymunla insan arası bir görünümü vardı ve başında üç çıkıntı bulunuyordu. İri gözleri kırmızı renkteydi. Kahverengi cildinin altında kırmızı damarları açıkça belli oluyordu. Genç kızların gördüğü varlık da sabah yakalanın bir kopyası gibiydi.

Kızların ihbarı üzerine polis ve yetkililer gelerek ikinci yabancıyı da yakaladılar. Varlıklar önce Varginha Bölge Hastahanesi'ne, sonra da bir başka sağlık kuruluşuna götürüldüler. Hospital Humanitas adını taşıyan bu merkez en iyi sağlık donanıma ve klinik ekibine sahip olmakla ün kazanmıştı. Ancak ne yazık ki, garip yaratıkları yaşatmak mümkün olmadı ve önce biri sonra da diğeri öldü. Pacaccini ve Rodrigues'e göre yaratıklar tahta kutulara kondu ve üzerleri de plastikle kapandı. Bir süre sonra cesetlerden çok kökü kokular yayılmaya başladı.

Cesetlerin götürüldüğü yerler hakkında farklı yorumlar yapıldıysa da, olaya karışan kişiler bir süre sonra gördüklerini yalanlamaya başladılar. Ancak Paccaccini ve Rodrigues olayların üzerine giderek dünyanın her yerine verdikleri bilgi ile UFO araştırmacılarını Varginha'ya çektiler. Cesetlerin götürülmesi sırasında konvoylara eşlik eden üst düzey askeri yetkililerse, daha sonraki açıklamalarında böyle bir olayın yaşanmamış olduğu konusunda ısrar ediyorlardı...

UFOLAR HAKKINDA ÇOK İLGİÇ VE FARKLI BİLGİLER

Kainattaki Ademoğulları Ufolar
Perşembe, 18 Mart 2010 00:09

FİHİBİSMİLLAHİ-BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


KÂİNATTAKİ-ÂDEMOĞULLARI-UFOLAR!
UZAYDAKİ İNSAN KARDEŞLERİMİZ!


Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki Kâinatta 360.000 AYAK (galaksi) vardır, bu galaksilerin her birinde 360.000 yer (gezegen) vardır ve bu yerlerin hepsi İnsanla doludur.
Yani Peygamber efendimiz 360.000x360.000= 129 600 000 000 gezegende İnsan yaşadığını o insanların yaşadığı kâinatın Efendisi olarak bildiriyor.

Kainattaki ademoğulları çeşitli renk ve boylardadır. Yaşadıkları dünyaların büyüklüğüne, çaplarına, atmosferlerine ve beslenme şekillerine uygun olarak tiplerinin çeşitleri değişse de genel vücut olarak yapıları bizlerle aynıdır. Bilim olarak bizlerden geride olanlar olduğu gibi bizlerden ileride hatta çok ileride olanlarda mevcuttur.


KÂİNAT ONDAN YARATILDI O TÜM KÂİNATIN PEYGAMBERİ
Peygamber efendimiz bu dünyaların birçoğuna Âlemlerin rahmeti ve Allahın yeryüzlerinde (kâinatta) halifesi olması sıfatıyla Peygamber olarak gitmiş, bir kısmında halen Peygamberdir bir bölümüne de Peygamber olarak gidecektir Biiznillah. Kâinata ve içindekilere Peygamber olma sıfatı sadece Resulullah efendimize (sav) mahsustur. Bu dünyaya Resulullah Efendimizden önce gelmiş Peygamberler sadece bu dünyada görev yapmıştır. Diğer gezegenlere başka Peygamberler görevlendirilmiştir onlarda kendi yaşadıkları gezegenlerin dışında ki yerlerde görev yapmazlar. RESULULLAH EFENDİMİZ HER GEZEGENDE GELEN SON PEYGAMBERDİR HER GİTTİĞİ YERE KURAN TEBLİĞİ YAPAR DOLAYISIYLA KURAN-I KERİMDE KÂİNATIN KUTSAL KİTABIDIR.


CİNLERLE UFO İLİŞKİSİ


Kâinatın içerisindeki gezegenlerde cinlerde yaşamaktadır. Kendilerine ait müstakil gezegenleri olduğu gibi insanların bulundukları yerlerde de yaşarlar bununla beraber Peygamber Efendimizin gittiği dünyalarda kâinata çıkmaları yasaklanmıştır.


İşte Kâinatın kutsal kitabı KURAN-I KERİM; kâinattaki gezegenlerde yaşayan insanlara ( Kuranı almış olan yerlerdekilerin) kainatta nasıl gezeceklerine dair şöyle yol gösterir.


“Ey insanlar ve cinler yerlerin ve göklerin katmanlarından geçebilirseniz geçin ancak bir sultan güçle geçebilirsiniz.” Rahman-33


Yukarıdaki ayette Allahu Teala kâinatta yaşayan Âdemoğullarına birbirlerini tanımak, bilgi, kültür alışverişi yapmak, afaklardaki ayetlerini göstermek, zaman içinde zamanları yaşayarak sılayı rahim yapma izni vermiştir.


ALLAH’IN TEKÂMÜL EDEN RUHA VERDİĞİ ÖZEL DONANIM: SULTAN GÜÇ (RUH-İ SULTANİ)


Kâinatta yaşayan insanlardan tekâmül etmiş olan İnsan-ı kâmiller yani Veliyullah kainat içinde tayyi mekanla gezerler. Allahu teala onlara o sultan gücü ihsan etmiştir ki sultan güç ledünnidir. Veli seviyesine ulaşamamış insanlarda çeşitli bineklerle araçlarla gezegenler arası seyahat ederler. Bu araçların içinde MUHAKKAK BİR VELİYULLAH BULUNUR, çünkü diğer insanların ve bindikleri araçların maddeden ışığa ayrılıp seyahat edecekleri gezegenler arasındaki milyonlarca ışık yılı mesafeyi tayyı mekânla anında alabilmeleri için veliyullaha ihtiyaç vardır. Dünyalar arası yolculukları Allahu Teala şu ayetlerle bildirmiştir.


“Onların zürriyetlerini bineklerle taşımamız ayetlerimizdendir.” Yasin-41


“Onlar için bunun gibi binecekleri başka şeylerde yarattık.” Yasin-42


“Dilesek onları boğarız yardım edip kurtaran olmaz.” Yasin-43


“Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli ömrü bitmedikçe.” Yasin-44


Yukarıdaki ayetlerde Allah cc açıkça kainattaki seyahatlerden, bineklerden, bineklerin içindeki sultan gücü kullanan Alemlere Rahmet Peygamberin (sav) varisi Rahmetten, o Rahmet o gemide olmazsa kainat içinde havasız kalıp boğulacaklarından bahsediyor.

UFO ANİMASYONLARI YAPAN YALANCI CİNLER!


Semalarımızda görülen yabancı cisimlerin bir kısmı evren içinde yaşayan insanlara ait gemilerdir. Bir kısmı da onları taklit eden cinlerdir. MÜMİN OLMAYAN Cinler; bu animasyonlarla kendilerini gizleyerek insanları tesir altına almaya çalışıyorlar. Kibri, EŞREF-İ MAHLÛK insanlarda üstünlüğü hastalık haline getirdikleri için insanı bu yollarla etkilemeye ve zamanla UFO’larla ilişkiye giriyor sanarak tesir altına almaktadırlar. UFO DİNLERİ DE BU ŞEYTANIN ASKERİ MAHİYETİNDEKİ CİNLERİN; BAZI İMAN İNANÇ VE GERÇEK İLİM FAKİRİ İNSANLARI TESİR ALTINA ALMALARINDAN KAYNAKLANMAKTADIR!..


Son zamanlarda dünyamızda bu gemilerin görülmesinin artması güneş sistemimizdeki dengenin bozulmasını önlemek ve ahir zamanda sırası geldiğinde gökteki ordular olarak vazifelerini en iyi yapmaları için keşif yapmaktır. ANA GEMİYİ KULLANANLAR İNSAN-I KAMİLLERDİR, diğerlerini kullananlar ise ileri teknoloji ile üretilmiş askerlerdir, bunlar ahir zamanda bilim adamlarına vereceğimiz BİOELEKTRONİK teknolojisidir.


BİOELEKTRONİK; hücreler ve bu hücreleri besleyen özel sıvılarla çalışırlar. Gemilerde bizim dünyamızda henüz keşfedilmemiş elementlerin alaşımlarından yapılmıştır, dünyada 114 element vardır tahminim 103 element keşfedilmiş, 11 Element keşfedilmeyi bekliyor, bu elementlerin yaratılışının altı aşamasındaki oluşumunda bulunan Allah’ın (cc) esma sayısı az olduğu için kolayca maddeden ışığa, ışıktan maddeye geçebilme özelliği vardır ayrıca çok hafif ve dayanıklıdır. Bu gemiler semada sabit durma, ani hareket etme özelliklerini ise gezegenlerin üzerindeki çekim güçlerini azaltıp çoğaltarak yaparlar bu hareketleri kısa mesafelerde uygularlar ışık yılı gibi uzun mesafeleri tayyi mekânla alırlar!


CAFER İSKENDEROĞLU

CAFER İSKENDERĞLUNUN SİTESİNDEN ALINMIŞTIR(http://www.caferiskenderoglu.com.tr)