30 Ocak 2012 Pazartesi

BEYİNİN ÇALIŞMA PRENSİBİ Brain Mechanics, The Quantum Potential And The Quran by Ahmed Hulusi

BEYİNİN ÇALIŞMA PRENSİBİ

2012 ye Doğru Nakur Yılı Ve Beklenen Gök Olayları. Nakurun Sesi - Cafer ...

BİLLY MEİER ÇOK İLGİN HİKAYESİ

BİLLY MEİER


Billy meier isviçreli 1937 doğumlu bir çiftçi. Onu özel yapan şey ise, başka bir gezegenden gelen "insanlarla" iletişim kurduğunu ,bu insanların uzay gemilerinin resimlerini hatta kendilerinin resimlerini çektiğini,uzay gemilerinin seslerini kaydettiğini,onları filme aldığını iddia etmesi. 

Google da bir arama yapıp bu bilgilere,dökümanlara ulaşabilirsiniz. Bu konu ile ilgili biraz kafa yorduğumu söylemeliyim. 3 adet kitap var elimde. Ancak bu kitaplardan 2 sinden alıntılar yapmayı düşünüyorum. 

1-gary kinder-light years (ilk yayınlanma tarihi 1987)
2-guido moosbrugger-and yet they fly (2001)

Tabi zaman zaman kendimden de bir şeyler katacağım. Bu konu ile ile yanlış bilinen pek çok şey var onlarıda bilmeyenlere sunmak istiyorum. 

Zaman buldukça peyder pey buraya yazacağım. Umarım eksikliğini gördüğüm Türkçe kaynağı elimden geldiğince iyi yazmış olurum.

1.BÖLÜM:

Ra Bilgileri aktarıcısı Carla L. Rueckert'in online chat odasında Billy Meier ile ilgili ne düşündüğünü sormuştum. Başlarda bir gerçek bir temasının olabileceğini ama sonrasında olayı değiştirdiğini düşündüğünü söylemişti. (orjinal metni bulduğumda buraya eklerim). Ayrıca carla nın 15 mart 2008 de yaptığı bir telepatik kanallıkta(Q'uo) alınan bilgiler Meier'in bağlantıda olduğu varlıkların tamamen pozitif olmadıklarını,konfederasyona bağlı olmadıklarını,ama Billy nin ve bu varlıkların(bu uzaylılar 4.yoğunluktan varlıklarmış) bir şekilde pozitif mesajlar verdiklerinden söz ediyor. Billy nin katalizörlüğüne teşekkür edilmiş. 

Gerçekten girift bir olay !

Ra bilgilerinde George adamski nin gerçek bir tecrübe yaşadığı yazar. Oysa Meier adamski ye şarlatan diyor. Q'uo mesajı ise meier in bağlantısı doğruluyor. 

Carla'nın verdiği bilgileri doğru kabul edersek Meier in gerçek bir temasçı olduğu sonucuna varırız. Eğer meier'e inanırsak adamski de carla da yalan söylüyor :)

Bir diğer bakış açısı ise Meier in sağlıklı bir bağlantı içinde olmamasından dolayı zaman zaman kandırılması. Ya da meier in olayı kontrolü altına alıp kendi isteğine göre yönlendirmesi diyebiliriz. 

Şimdilik bunları bir yana bırakıp hikayeye devam edelim. 

Billy bir kolunu, 1965 te hindistandan İsviçreye dönerken Türkiye de otobüs kazasında kaybediyor.
Bu tek kollunu çok iyi kullandığını söylemeliyim, youtube da bir video da izlemiştim,klavyeyi olağanüstü hızlı kullanıyor. ( ne alaka diyen olabilir :) Ayrıntılar ilgimi çeker her zaman :) ) 



Hindistan da bir aşram da kalmış. Gezgin biri. 

Gerek telepatik olarak, gerekse yüz yüze görüştüğünü iddia ettiği uzaylıların Pleiades yıldız kümesi olarak bilinen yerden geldiğini söylüyor.

Ilse von jacobi münihte yaşayan bir gazeteci. Metapsişik ve paranormal olaylar hakkında yazıyor. 1975 te meier ile ilgili bir şeyler duyuyor ve Hinwill'e gelip burada meier'in evinde onu dinleyen bir gurup (18 kişi) ile karşılaşıyor. Meier Jacobi ye çektiği ufo resimlerinden veriyor. Gazeteci, meier'in kişiliği ile ilgili de olumlu bir intiba ediniyor (meier hakkında genel görüş, olumlu sakin bir insan olduğu. Bir kült hareketin lideri gibi değil. Kimseye bir zararı yok)

Jacobi konuyla ilgili makalesini Almanya da haftalık yayınlanan Quick dergisine gönderiyor... 6 temmuz 1976 da yayınlanıyor. Sonrasında isviçrenin en büyük günlük gazetesi blick'e çıkıyor.

Meier'in gün ışığında çektiğini iddia ettiği fotoğraflardan biri:



Nette pek çok fotoğrafını görebilirsiniz. Hatta bir kaç video ve ses kayıtı(uzay gemisinin) da var. 

Fotoğrafları'nın sahte olduğunu iddia edenler Meier'in minyatür ağaç ve ufo modelleri kullanarak bu resimleri çektiğini iddia ediyorlar. Resimleri ile ilgili en ünlü tanım
"gerçek olamayacak kadar güzel oldukları" dır.

Semjase: "- ...spirtüel gelişim teknolojiye paralel olmalı.Bizlerde hala mükemmelikten uzağız... Bizler öğretmenler ya da misyonerler değiliz. "

Meier isviçrenin ormanlarının doğusunda Pleiadians lılarla buluştuğunu söylüyor. Gelen telepatik sinyaller gün içinde olması yakın bir buluşmayı haber veriyor.(Antonio urzi de uzay gemilerini filme almadan önce gemilerin ortaya çıkacağını göğsünde bir baskı ile hissettiğini söylemiş istanbuldaki ufo konferansında)

Meier'in boşandığı karısı popi, son zamanlarda eski eşinin aleyinde konuşuyor olsada, geçmişte bunun böyle olmadığını görüyoruz. Popi bir kadın olarak semjase figürünü kıskanmış sanırım. Bir de konuya meraklı insanların sürekli evlerine girip çıkmasından oldukça rahatsız olmuş. Ayrıca 80'li yıllarda popi'nin ilaç alarak bir intihar girişimi var. Ruh sağlığının çok iyi olmadığını söyleyebiliriz. 


Bir gün Meier eşine çocukları alıp gelmesini söyler çünkü o gün uzaylılarla bir buluşması vardır.

Ağaçlarla kaplı küçük bir tepeye gelirler. Meier burada bekleyin diyerek gözden uzaklaşır.
Gerisini popi den dinleyelim:

"- Ne kadar orada bekledik anımsamıyorum. Aniden Atlantis(çocuklarından bir tanesini ismi) zıplayıp çığlık attı. ' bak anne orada!' Hepimiz kalkmıştık o taraf baktık. Binlerce metre uzakta bir gemi gördük. Gemi büyük ve daire şeklindeydi.Daha fazlasını görmek istediysekte gemi biraz sonra yok oldu."

Bu olay esnasında Hans Schutzbach isminde 20 li yaşlarda biri de olaya şahit.

Meier'in iddialarına şahitlik yapan pek çok insan görüyoruz. Kafa karıştıran bir durum çünkü bu kadar insanı aldatmanın mümkün olduğunu sanmıyorum. İleriki bölümlerde guıdo moosbrugger in şahitliğinden ve çektiği resimlerden de söz edeceğim.

Yaşadıkları çevrede popi ve çocuklarının psikolojik aşağılama ile karşılaştıklarınıda ekleyelim. "-sende kocan kadar deli misin?", "-Hey atlantis,(meier in diğer çocuğu) ufo meier"

Avusturya da küçük bir okul da müdür olan G.Moosbrugger Meier i ziyaret ettiği bir günün akşamı Semjase(semyaze diye okunuyor) nin gemisinin resmini çekmeyi başarır:



Meier in aktardığına göre 1000 yaşına kadar yaşayabiliyorlar. Semjase 330 yaşında ancak genç görünümlü. (2009 dayız, semjase tahminimce 1977 de 330 ise şimdi 362 olmalı :) )
Allah uzun ömürler versin nene ye :)

Gezegenlerinin ismi Erra. Dünyadan biraz daha küçük. Nüfusu 500 milyona yakın. Doğaya çok temiz bakıyorlar. Erra daki hayvanlar dünyadakilere benzermiş. Androidleri varmış ve bunlar insana bire bir benziyorlarmış. Üniformalarından hangisinin android olduğu anlaşılıyormuş.Bu androidlerin derileri yaşayan protoplasmlardan yapılmış.

Beyinleri ise bir organizmanın yeteneklerine sahip ve konuşmalara doğal cevaplar,tepkiler verebiliyorlar.

Erra da aileler yok ama bu koruyucu ve yardımsever olmadıkları anlamına gelmiyor.(aldoux huxley in "ada" adlı eserinde de çekirdek aile yoktu. Bir çocuğa birden fazla yetişkin bakar ve herkes tüm çocukları kendi çocuğu gibi benimserdi. Bunu anımsadım şimdi ) Eğitimlerini bitirmeden evlenmiyorlar. Bu eğitim 4 yaşından 70 yaşına kadar sürüyor. Spritüel liderleri var. Bu liderlerin tam bir fiziksel bir bedenleri yok tam olarak da spritüel formda değiller. İkisinin arasında bir yerdeler. (Yüksek bir form diye tarif ediliyor...) Horralft diye adlandırılıyorlar. Bu liderler meier i ziyaret etmiş. Erra halkına emirler değil öneriler veriyorlar.

Aşağıdaki 2 resimde quetzal ve semjaze nin ışık gemilerinin iniş takımlarının bıraktıkları izler görülüyor:



not: aşağıda bahsi geçen herbet bu tür konuları araştıran biri...


Soğuk ve sisli bir akşam, Herbert,meier ve jakobus buluşmanın olacağı yere doğru yola çıkarlar. MEier arabanın ön koltuğunda telepatik yönergeleri almaktadır.

Herbert: "arabayla epey dolaştık. Çok uzağa gittiğimizi sanmıyorum, etrafta dolaşıp durduk. çünkü meier takip edilmediğimize emin olmak istiyordu. Bir sürü sonra meier 'burada durmalıyız' dedi. Billy arabadan inip ağaçların arasında kayboldu. Dışarı çıkıp gökyüzüne baktık ama bir şey görünmüyordu geceydi ve hava bulutluydu. Yağmur yağmıyordu ama nemli ve sisli bir havaydı. Jakobus ile dışarıda durduk sigara içtik. Bu süre içinde elbiselerimiz nemlendi. O esnada billy ya da uzaylılardan değil arabalardan , eğlenceli şeylerden konuşuyorduk. Orada 2 saat bekledik. Endişelenmeye başlamıştık ki nihayet geri geldi. 

Herbert : "- Delisin sen nerede kaldın. Hava çok soğuk. " 
Meier "- Gemideydim üşümedim."

Meier in elini tuttum oldukça sıcaktı. Biz ise donmuştuk. 
Herbert: "- Güzelmiydi ?"
Meier:"-evet"

Elbiselerinin de kuru olduğunu fark ettim. Dışarısı nemli ve soğuk olduğu için meier in üzerindeki deri ceketin nemli ıslak olması gerekirken kupkuruydu. Oldukça mutlu görünüyordu. Sessiz ve barış dolu dönüyordu görüşmelerden. Sabaha kadar uzaylılardan,onların sosyal sistemlerinden,dünyanın problemlerinden,gelecek savaşlardan,kehanetlerden konuştuk.



Bunlar hayatımdaki en ilginç gecelerdi. Onunla konuştuğumda başkalarının bilmediği şeyleri bildiğini düşünürdüm. Pek çok şeyi güzelce açıklıyordu. Hiç bir zaman onu bilimsel bir kitap okurken görmedim. Hiç bir zaman buna inanmalısın demedi.

Adamski,Howard menger gibileri mars ve venus te yaşayan varlıklarla görüştüklerini , venüs te yaşam olduğunu , ayın diğer tarafına(karanlık yüzüne) giderseniz orada inekler ve güneş ışınlarını göreceğinizi söylüyorlardı. Bunlar delice şeylerdi. Tüm dünyanın ufo lar tarafından kontrol edilip izlendiğini anlatıyorlardı. Oysa billy'nin yazdıklarını okuduğunuzda bunları dünyalı bir insanın yazamayacağını hissederdiniz. Tamamıyle farklıydı. Billy'i uzun zamandır tanıyorum. O deli değildir. 

(elek not: adamski ve howard menger konularına şu an için girmek istemiyorum.. Belki ileride o konularla da ilgili bir şeyler hazırlarım. Adamski olayına yukarıda bir şekilde değinmiştim. Meier adamski nin şarlatan olduğunu söyler. Ra bilgilerinde ise aşağıdaki konuşma geçer: )

Questioner: I&'ll ask this question to inform me a little about what you just stated. When you came to this planet in craft 18,000 and 11,000 years ago, these craft have been called bell craft and were photographed by George Adamski. If I am correct these craft looked somewhat like a bell; they had portholes around them in the upper portions; and they had three hemispheres at 120° apart underneath. Is this correct?

Ra: I am Ra. This is correct.

Yalnız burada RA, Adamski nin uzay gemilerinin fotoğrafını çektiğini söylüyor. Onlarla temesa geçmiştir gibi bir ibare yok. Belki bu temas oldu. Ya da adamski sadece gemilerin resimlerini çekti gerisini kurguladı gibi akıl yürütebiliriz. Yine de başlı başına incelenmesi gereken bir konu..

Meier konusunu inceleyen pek çok isim olmuştur. Bu isimlerin bazılarından mutlaka söz etmemiz gerekli. Louıse Zinsstag avrupalı bir bayan ve ufo'lar konusunda kıdemli bir araştırmacı. Ayrıca ünlü psikiyatr Carl Gustav Jung'un da akrabası.

Olay 1976 da patlayınca o da konuyla ilgilenmeye başlamış. Louıse, Meier'e mektup yazar,ufo fotoğraflarıyla birlikte gönderilmiş arkadaşça bir yanıt alır. Bazı resimleri olağanüstü iyi bulur. Sonrasında hinwil'e gidip meier ile görüşmeye başlar.

"-.... Meier zeki ve sağlıklı görünen sağ elini olağanüstü iyi kullanan biri.(sol kolunu kazada kaybetmiş.) Yunanlı eşi ruhsal olarak sorunlu biri(elek not:meier in eşinin ruhsal rahatsızlığının , boşandıktan sonra neden Billy'nin aleyhine döndüğünü açıklıyor olabilir diye düşünüyorum), üç çocukları var. Eski bir çiftlik evinde eski mobilyalarla yaşıyorlar. Meier dışarı seyrek çıkıyor ve silahı her zaman yanında. Beş yaşından beri uzaylılarla görüşüyormuş. O zamandan beri bu düzenli olarak devam ediyor ve her 11 yılda farklı ziyaretçiler geliyormuş. Meier bana yeni resimler 20 dakikalık ufo videosu ve açıklamakta zorlanacağım bazı fotoğraflar gösterdi. Meier , uzayda gezintiye çıktığını ve gezegenleri ziyaret ettiğini anlattı. Başta buna inanmadım fakat çektiği resimleri göstermeye başladı. Bunların arasında sansasyon yaratacak türden resimler vardı. Soyuz ve apollo uyudularının buluşmaları esnasında oradaymış ve 3 metreye kadar yaklaşmışlar. Resimde rus kozmonotun miğferi dahi görünüyordu. Bir diğerinde uyduyu manevra halinde idi. Tv dekinden daha iyi idi. Diğer resimleri açıklamak ise çok zor. Hala bu konu hakkında kararsızım. Meier'in Eğitim düzeyi George'dan (adamski) çok daha zayıf. (elek not: Meier ilkokul mezunu). "



Bir seneye yakın Zinsstag, Meier konusunu inceledi. Temas notlarını okudu. Hinwill de Meier'i saatlerce ziyaret etti. Zinstagg Adamski de dahil pek çok temasçı ile konuşmuş biriydi. 

"Meier ilgili gerçekten alışılmamış bir durum vardı."


1976 biterken zinsstag,Adamski hakkında yazılacak bir kitap için daha fazla materyal toplamaya ve ufoloji ile ilgili insanlar ile görüşmek üzere Amerikaya gitti. 

"Meier in teknik bilgisi beni hayrete düşürecek düzeyde. Suriye,ürdün ve israil de 20 li yaşlarında bir ön eğitim görmüş adeta. Kendini eğitmiş. (elek not: meier gençliğinde bir gezgin hayatı sürmüş) Bu da Semjase nin ona anlattığı karmaşık fikirleri anlamasında etkin bir rol oynuyor. (elek not: Bir yerlerde okumuştum, bu bağlantı için meier in seçilmiş olmasının sebebinin , önceki yaşamlarındaki edindikleri, ruhsal tekammülü imiş. Yani bu hayatında yüksek öğrenim görmemesi bir şeyin ölçüsü değil.) Eğer Meier 'in bir sahtekar olduğu ortaya çıkarsa , kariyerim boyunca biriktirdiğim tüm ufo kolleksiyonumu nehre atarım. "

1976 nın sonuna doğru Temas notları 800 sayfayı geçmiş, bu yazılar çeşitli dergilerde yayınlanmış ve hinwill pek çok ziyaretçinin akınına uğramıştı. 

Meier temasları şöyle anlatıyor:

"-Pleiadians lılar nerede buluşacağımızı açıklıyorlar (telepatik mesajla). Gümüş gemi görünüyor ve yerden 100 ,200 fit yukarıda bekliyor. Bu arada manyetik enerjiji azaltıyorlar bende geminin altına gelerek bekliyorum ve bu 5 saniye içinde olurken beni yukarı transfer ediyorlar."

Bazen de semjase gemisini yere indirip meier ile buluşuyor. 3. yöntem ise daha hızlı bir yöntem ama tehlikeli. Meier'i demateryalize edebiliyorlar. Meier bu işlemi teleportic olarak tanımlıyor. Bu işlemin yapılabilmesi için meier in kalben (ruhen) ve zihnen temiz (dengede) olması gerekiyor.

" Gemi kontrollerinin yanında 3 sandalye var. Normal sandalyeler ama komforlu bir koltuk olarak kullanabilirsiniz. Ya da ikisini yatak olarak kullanabilirsiniz. Yataklar dünyadaki gibi değil. Sizi sarmalıyor."

Meier: " Neden kendinizi halka açıkça göstermiyorsunuz ve hükümetlerle görüşmüyorsunuz?"


Semjase:" Şİmdi görünürsek bize tanrılarmışız gibi davranacaklar. Geçmiş tarihinizde de bu yüzden dikkatli davrandık. HÜkümetleriniz ise güç peşinde. Sadece barış istedikleri görüntüsü altında bizim gemilerimizi yok etmek istiyorlar. Fakat bu nokta da durmayıp kosmos'u ele geçirmek istiyorlar. Çünkü hiç bir sınır tanımıyorlar. Diğer yandan dünyada ya da kendi ülkelerinde barışı sağlayacak kabiliyete sahip değiller. Gemilerimizle ortaya çıkmak konusuyla ilgilenmiyoruz. Şu an için dünyada sadece bir kaç kişiyle iletişime geçmemiz uygun. Varlığımızı yavaş yavaş belli ediyoruz.... Başka gezegenlerde oturanlar saldırılara karşı savunmasız değildir. İnsanlarınızın ruhsal gelişiminin durumu iyi değil. Geçmişte Sizin solar sisteminizde yaşamış insanların istenmeyen bir tecrübesi oldu. Gezegenleri büyük bir patlama ile yok oldu. Geriye, güneşinizin etrafında dolanan astreoidlerden başka hiç bir şey kalmadı." 

1977 de Meier hinwill deki evden schmidruti deki çiftliğe taşındı. 

1977'nin sonlarına doğru Lou Zinsstag final düşüncelerini açıkladı.

" Bu sıradışı adamla buluşmadan önce hakkında konuşulduğunu duymuştum. 1960 larda meier in gerçek bir temasçı olduğuna dair dedikodulara inanmayı red etmiştim. Transmedyumları gibi uzaylılarla temas kurmuş gibi yaptığını düşünüyordum. En sonunda 1976 onunla buluştum. Buluştum çünkü bana sıra dışı ufo fotoğrafları gönderdi. 

Sağlıklı,zinde ve hikayesi konusunda kendine güvenliydi. Meier'in anlattıkları bizim için şok ediciydi... Bir saatten uzun süre bize hikayesini anlattı. 300 den fazla fotoğrafı gösterdi. Bu fotoğraflardan bazılarını kendisinin uzayda çektiğini söyledi. Konu nefes kesiciydi. İçgüdüsel olarak biraz şüpheye düştüm. Yakından gözlemledikçe yorulmuş bir insan olduğunu gördüm. Gözleri,yüzündeki çizgiler... 40 yaşından daha yaşlı görünüyordu. Fakat sesi ve hareketleri sağlıklıydı. Tek kolunu kullanmakta çok becerikliydi. Gülümsemesi bazen insanı şaşırtacak kadar arı idi. Fakat rahatsızlık verici bir his benimleydi ve hala da öyle. İlk başlarda Semjase nin , Meier gibi handikaplı(tek kollu olması) biriyle iletişim kurmasına sempati duymuştum. Daha sonraları semjase ile arasındaki geçen konuşmaları içeren 15 dökümanı okudum. Semjase nin konuşmasındaki tavırdan hoşlanmadım. Söyledikleri sağlam temellere dayanmıyordu."

elek not: Hemen burada, bizzat yakaladığım bir konuyu sizle paylaşmak istiyorum. 

Ray Santilli adını anımsayanlarınz olacaktır. Bu şahış 
1995 te ortaya çıkıp Roswell kazası'nın görüntüleri olduğunu iddia ettiği video kayıtlar yayınladı. 1996 da dünya tv lerinde yayınlanmaya başladı. 2006 yılında Ray sahtekarlığı itiraf etti.

Aşağıdaki tırnak içindeki yazı Farah Yurdözü'nün bir makalesinden alınmıştır. Nette tamamına ulaşabilirsiniz.

"Otopsi filminin düzmece olduğunu ve bütün bunları ortağıyla birlikte hazırladıklarını anlattı. Dediğine göre gerçek otopsi filmini Amerika&'da izlemiş ve üç yıl sonra satın alarak Londra&'ya götürmüştü. Ancak toplam 22 bobinlik film kutularını açtığında %95&'inin işe yaramaz hale gelip paslandığını gördü. Geri kalan %5&'i de çok kötü durumdaydı. İşte bu nedenle TV yapımcısı Santilli ve ortağı orijinaline bakarak filmi yeniden çekmeye karar verdiler. Onlara göre yaptıkları şey sahtecilik değil sadece küçük bir onarımdan ibaretti. Tabii öncelikle bu filmde ölü uzaylıyı oynayacak bir şey bulmaları gerekiyordu. Santilli hemen bir heykeltraş ile anlaştı. John Humphreys adındaki bu sanatçı tarife pek de uygun olmayan uzaylıyı lasteksten üretti. Otopsinin inandırıcı olması için kafatasına bir koyun beyni yerleştirdi. Yaralı bacak için ise kuzu budu ve tavuk eti parçaları kullandı. Çekimler 1947&'de yaygın olan modele yakın bir kamera ile yapıldı."

Peki bu konu 1996 da her yerde konuşulduğunda Meier ne yaptı? İŞte aşağıdaki açıklamayı:

256th contact of May 13, 1996:

Billy: "... Another question: Florena told me that I should ask you about the name of the illness the 16-years old girl, who was so slanderously presented as an extraterrestrial in the Santilli film, had caught. What was the girl's illness?"

Ptaah: "Proterie. ..." (elek not: bu temas notu figu'nun sitesinden alındı)

Burada santilli'nin filmindeki uzaylı olduğu iddia edilen varlığın aslında proterie hastalığından ölmüş 16 yaşında bir kızın cesedi olduğu söyleniyor. 

Oysa santilli sözde uzaylının maket olduğunu 2006 da itiraf etti. Şimdi durum tam da algıladığımız gibiyse.. meier tam anlamıyla bir palavra atmış. Hatta Haktan Akdoğan UFO tır müzesi ile İzmir'e geldiğinde bu konuyu ona anlatmıştım. ayak üstü belki pek iyi izah edemedim o gün.. Okuma imkanı olursa bu sayfayı kendisi değerledirir...

Lou Zinsstag'ı dinlemeye devam edelim :

"...1976 da meier çıkardığı dergide (wassermannzeit) dünyadaki tüm dinlere saldırmaya başladı. Semjase nin ve meier'in dinler ile kilise gelenekleri arasındaki farkı bildikleri konusunda şüpheye düştüm.. Gittikçe ondan daha az hoşlanmaya başladım ve ona mektup yazmayı bıraktım. Ama onu merak eden insanları yanına götürmeye devam ettim. İnsanlara karşı nazik,arkadaşça davranıyordu. Meier in resimlerinin sahte olduklarını düşünmüyorum. Eğer bu resimleri kendisi yapıyorsa en iyi film şirketleri için özel efektçi olarak çalışabilir. "

elek not: 1960 lı 70 li yıllarda bilgisayar teknolojisi şimdiki gibi gelişmemişti. Dolayısıyle görsel efektler yapmak şimdiki gibi kolay değildi. 

" Meier in fotoğrafları ağır eleştiri altındaydı. Çünkü 2 yıldır gündemde idi. Bazı ufo araştırmacıları her zaman insanları şarlatan ilan etmeye hazırdır. Her türlü karalamayı yapabilirler."

Şİmdi bu noktada şu soruları soralım; meier'in resimleri sahte ise taklit edilebilir mi?

Ufo videoları taklit edilebilir mi? Siteye video nasıl ekleniyor bilmiyorum ama youtube da "billy meier ufo videos" araması yaptırırsanız bunları da izleme şansınız olur. 1980 lerde Meier konusundaki materyallere ulaşmak çok kolay değildi ancak şimdi internet sayesinde bilgiye ulaşmak çok kolay. Bu da araştırmacıların hızlı yol almasını sağlıyor.

80 li yıllarda ben bir ilkokul öğrencisiydim. Meier konusunu ilk kez Bilinmeyen dergisinde okumuştum. Fotoğrafları ve konusu ile oldukça iyi hazırlanmıştı haber. Bir çocuğun dimağsını sarsacak bir şeydi gerçekten. Çok etkilenmiştim. O dergiyi arşivimde bulursam meier konusu ile ilgili kısımları scan edeceğim. O zamandan, internetin ülkemizde yeni yeni başladığı tarihlere kadar bu konuyla ilgili başka kaynak bulamamıştım. Ne yazık ki hala Billy meier konusu ile ilgili bir çeviri kitap ülkemizde yayınlanmamıştır. Bunu hayretle karşıladığımı söylemeliyim. 

Minyatür ufo modelleri ile çekilen çeşitli ufo resimleri var. Bunların bir kısmı Meier in fotoları kadar başarılı. Yalnız meier in çektiği öyle resimler var ki , bir kısmı oyuncak gibi görünüyor. Diğer bir kısmı ise çok iyi... 

Tanıdığım çeşitli fotoğraf sanatçıları ile bu resimler üzerine fikir alışverişi yapmaya çalıştıysam da pek kimsenin ilgi alanına girmediği için yorum yapamadılar. Fotoğraf tekniği açısından ise yapılan açıklamalar şunlar: Küçük bir nesneyi çok yanından çekerseniz , arka plana orantılı bir şekilde cisim büyük görünür.

Ya da model bir ağaçla, model bir ufo kullanırsanız.. gerçek bir görünüm(algı yanılması) yaratabilirsiniz.


1977 yılında, Amerikan hava kuvvetlerinden emekli, araştırmacı Wendelle C. Stevens konuyla ilgilenmeye başlar. 

Yüzlerce kitap ve binlerce fotoğraf ile dünyanın en büyük ufo kolleksiyonlarından birine sahiptir. 

W.Stevens:

"... Bu fenomen çok eski zamanlardan beri insanlıkla beraberdir. Eski Ahite farklı bir gözle baktığınız zaman ufo ları betimleyen onlarca metin bulacaksınız. (elek not: hezeikel in tekerlek içinde tekerlek tanımlaması gibi...).... Her yıl, dünya çapında 70.000 olay bildiriliyor. Bu güne kadar ufo karşılaşmaları yaşayan pek çok insanla görüştüm ve bunların bir çoğu aklı başında insanlardı."

Lou Zinsstag bir mektupla W.stevens'a Meier konusu hakkında bilgi verir. Stevens Meier in çektiği fotoğrafları gördüğünde koleksiyonunda bu kalitede başka fotoğraflar olmadığını söyler.

Stevens fotoğrafları teknik olarak inceler. 

" Cisim , fotoğraf makinesinden uzaklaştıkça belirsizleşir, atmosferdeki duman ve toz, lensle cisim arasında belirginleşir. Ayrıca ışığın uzaklığının, renklerin lenslere ulaşması arasında bir ilişki vardır. Cisim yakınsa kırmızılar çoğalır. Cisim uzaksa mavi renk baskındır. Diğer bir konuda ışığın yayılması... Kıvrımlı ve büyük bir objenin yüzeyinin ışığı yansıtması ile küçük bir objenin aynı ışığı yansıtması farklıdır. Bir model mükemmel gerçekçi yapılmış olabilir fakat ışığı büyük bir objeye kıyasla farklı yansıtır."

Meier in fotoğraflarını sıradışı yapan durumlardan biri de gündüz vakti çok net çekilmiş olup seri halinde resimlenmiş olmasıdır. Bir tepenin etrafını dolaşan geminin arka arkaya birden fazla resminin çekilmesi gibi...

Stevens arkadaşları LEE ve Brit ELders'ı konu hakkında bilgilendirir. Bir akşamüstü Lou zinstagg masanın üzerine fotoğrafları serer ve Elders da , Stevens kadar etkilenir.

Lee ELders: " Fotoğrafları gördüğümde bunların hayatımda gördüğüm en ustaca yapılmış sahte ufo fotoğrafları olduğunu düşündüm."

Stevens , Lou Zinstagg dan Meier ile ilgili tecrübeleri dinler.

Bir sonraki yıl, Stevens, Meier'i görmeye karar verir.Lee Elders ve Brit E. bunu öğrenince kahkahayı basar. Sonucu merakla beklediklerini söylerler.

Stevens Londraya uçar. Oradan trenle wiesbaden Almanya ya oradan da başka bir trenle Zürih'e geçer. Bir araba kiralayıp Meier in çiftliğine gider.

Stevens:

" Meier, sürekli aynı soruları yanıtlamaktan yorulmuş görünüyordu. Her gün meraklılara benzer soruları yanıtlıyordu. "

Stevens çiftlikte kaldığı 4 gün boyunca Meier'e uzun yürüyüşlerinde eşlik etti. Hava bozduğunda eve dönüp, mutfakta fotoğraflara bakıyorlardı. Stevens, popi,çocuklar ve komşularla röpörtajlar yapar.. Meier'in sayfalar dolusu temas notlarını inceler. 


28 Ocak 1975 'te bir salı günü akşamüstü , hinwil'e yakın bir yerde ilk temas gerçekleşiyor. Notlara göre meier o gün buluşma için bir takım telepatik mesajlar alıyor. Motorsikletine binip, yanına 35mm olympus marka kamerasını alıyor. Gelecek diğer mesajları bekleyerek dolaşmaya başlıyor. Bir saat sonra kasabadan uzaklaştığı bir noktada duruyor. Bir kaç dakika sonra aniden bulutların arasından sessizce, disk şeklinde büyük bir gemi yaklaşıyor. Disk kaybolmadan bir poz çekiyor. Sonunda gemi yere iniyor. ...

Meier ilk temasını 5 buçuk yaşında iken yaşıyor. 1942 yılında babası ile bir uzay gemisi görür. Babasına bunun ne olduğunu sorunca; "Hitler'in gizli bir silahı" yanıtını alır. 

Meier: " babamın olayı kavradığını sanmıyorum ama bunun dediği şey olmadığını kavramıştım. O günden sonra gökyüzünü gece gündüz izledim. Yedi yaşıma geldiğimde telepatik iletişimle gelen semboller artmıştı. Kasabamızdaki Parson zimmerman (rahip) bana bu konularda çok yardımcı olmuştu. Bir zaman sonra zihnimde sfath ismi belirmeye başladı. Bir gün gökyüzünden çok çok yavaş düşen birşey gördüm. Yaklaştıkça büyümeye aşladı. Metal renginde bir armuta benziyordu. Bir rampa geminin içinden , asansör gibi aşağı inmeye başladı. Gemiye bindim, çok hızlı bir şekilde gök yüzüne yükseldik. İçeride bir psikoposa benzeyen çok yaşlı bir adam vardı. İsmi Sfath idi. Saatlerce konuştuk. Daha sonra beni tekrar bıraktı. Ana dilimi benden daha iyi konuşuyordu. "

 Sfath, Semjase'nin dedesi. Ptaah'ında babasıdır.


3 şubat 1953 yılında Meier 16 yaşına girdiğinde, zihninde Sfath'ın sesini duymamaya başlar. Bir kaç ay sonra sessizlik bozulur, yeni sesin sahibi Asket tir. Genç,taze,uyumlu bir sestir.


Asket ismindeki kadın DAL EVRENİNDen gelmişti. Asket "-Sizin evreniniz için bilinmeyen bir yerdir. Fakat bizim evrenimiz sizinkine paralel bir evrendir. 



Meier 12 yaşında iken sekiz ayını tüberküloz sebebiyle bir senatoryum da geçirdi. Islah evlerinde kaldı. Gençken pek çok işte çalıştı. Fransa da yabancılar lejyonunda askerlik,yılan yakalıcılığı,bahçevanlık,tır şöförlüğü.. Hatta sokaklarda şarkı bile söyledi. Meier, stevens'a Asket'in korumasında olduğunuda söyledi. Bu geziler sırasında Amerikan halk kahramanı Bill The kid den esinlenerek Billy lakabını kullandı.

 Meier,Pakistan da


Asket onu dünyayı tanıması ,korkularından arınması için yüreklendirdi. Telepatik olarak onu bilgilendirdi... Meier 1958 de orta doğuya ilk ziyaretlerine başladı.
Ortadoğuyu seçmesinin sebebi önceki yaşamları ile bu bölgenin bir bağlantısı olmasıydı. 

Bu yerlerden önemli olanları Kudüs,Bethlehem(filistin özerk bölgesinde bir kent),Ürdün,Batı Pakistan,Himalaya Dağları,Hindistan,Yeni Delhi, Mehrauli ve Türkiye. Mehrauli de budist bir rahipten budizm öğrenmiş. 

Billy Meier: " - Doğa size pek çok şey öğretir. Hayvanları ve bitkileri gözleyerek herşeyin nasıl var olduğunu,nasıl yaşama geçtiğini,nasıl öldüğünü nasıl bir arada yaşanabileceğini anlarsınız."

Meier, Yunanistan dan Türkiye ye , Suriye den Kudüs'e,İran'a,Suudi Arabistan'a,Kuveyt'e,Doğu Pakistan'a ve en son olarak hindistana gitmiş. ( bu seyahetler sırasında gandhi,saddam hüseyin gibi insanlarla tanışmış)

Meier bu geziler sırasında Sfath ile başlayıp Asket ile devam eden telepatik mesajları sürekli almış. Bu yolculuk onun spritüel gelişiminde önemli rol oynamış. 

Asket: "- Sen gerçeği sunmak üzere seçildin. Yaşadığın zamanda var olan tün insanlardan bilgi yönünden daha ileri gitmelisin...."

3 Ağustos 1965 te Meier hayatının en zor olaylarından birini ülkemizde yaşar. İskenderun da iki otobüsün çarpışması sırasında camdan dışarı uçar ve sol kolunu kaybeder. Bir kaç saat yolda yatmıştır. Dr.yaşayıp yaşamadığını kontrol eder. İki hafta hastahanede geçirdikten sonra yola devam edip Yunanistan'a geçer. Uzaylı arkadaşlarının neden yardım etmediği sorusu akla geliyor tabi. Belki bu tür şeyler için müdehala hakları yoktur. Belki mutlağındaki bir kazadır. Kazadan sonra yardım edemezler miydi? Alıp tedavi etmek gibi. Çünkü Meier korunduğunu söylüyor. Belkide sürekli dünyaya yakın bir yerlerde değillerdir o'nun için gelememişlerdir. Daha sonra değineceğim üzere Pleiades liler zamanda yolculukta yapabiliyorlarmış. O halde bu kazadan haberleri de olmalı. Haberleri olmasına rağmen müdehale hakları olmadığından uyarmamış olabilirler v.s. Bu tür soruları sormakta fayda var. Çünkü bu tür ayrıntılar konunun gerçekliği hakkında fikir yürütmemize yardımcı olacak. En iyi yalanın bile bir açığı vardır. 

Yunanistan da iken 17 yaşındaki Kaliope Zafireou(popi) ile tanışıp evlenir. 1964 yılında Hindistan da iken Asket, gemisinin resmini çekmesine izin verir. Ashoka Aşramının üzerinde uzay gemisini resimler:



O yıl asket, kendisi ile irtibatının sona erdiğini; ileriki yıllarda Meier ruhsal gelişimini sürdürürse yeni varlıklarla görüşebileceğini söyler. 

Asket: "Sizin atalarınızı Lyra takım yıldızından gelmişlerdi. Yeterince olgunlaştığınız zaman bu konular hakkındaki açıklamaları atalarınızın kendilerinden dinleyeceksiniz. Ebedi gerçekler her zaman ebedi gerçekler olarak kalır"

Stevens, Meier'in notlarını okumaya devam eder. Meier geminin aşağı inerken neredeyse gözden kaybolacak kadar şeffaflaştığını betimler. Gümüş ve altın renkli gövdesi güneş ışığı ile parlar. Gemiye iyice yaklaşıp net resimler çekmeye çalıştığında bir güç onu engeller. 

Aşağıdaki resimlerden 61 numaralıya dikkatle bakarsanız yarı saydamlaşmış gemiyi görebilirsiniz



Meier gemiyi gözlenlerken geminin arkasından inen bir insan silüeti görünür. Elbisesi tek parça,boğazına kadar , mat gıri, vucuda oturmuş ve ince dir. Siyah bot giymiştir.

 


Bu kadın, alışılmadık solgunlukta mavi gözleri olan Semjase dir. Kehribar rengindeki saçları belinin ortalarına kadar iner. Burnu küçük, ağzı zarif, elmacık kemikleri belirgin dir. Beyaz tenlidir. Meier'in motorsikletini park ettiği ağacın yanına çimlere oturup bir saat on beş dakika sohbet ederler. Semjase, Meier ile Almanaca konuşur.

Semjase, Pleiadian uygarlığının orjininin binlerce yıl öncesine dayandığını söyler. Pleiades de değil bizim yıldız sistemimizden çok daha genç Lyra'nın takım yıldızında. Şavaş çıktıktan sonra, gezegen yok olmadan nüfusun çoğu başka yıldız sistemlerine göç etmiş. Bunlar Pleiades,Hyades ve Vega. Daha sonra dünyayı keşfederler. Semjase'nin anlattığına göre o güne kadar dünya iki yok oluş yaşamıştı... 

Bazı Pleiades liler dünya insanlarına yardım etmek için dünyaya geri döndüler. Bazı insanlarla telepatik bağlantı kurdular. Meier in Pleiades lilerin gemilerinin resimlerini çekmesi, görevinin bir parçası. Bu sayede insanlığın yalnız olmadığını kavraması planlanmış. 

Semjase: " - Dünya insanları bizleri uzaylılar diye adlandırıyor. Bizler dünyadaki insanlarınız gibiyiz, sadece bizim bilgimiz, bilgeliğimiz ve teknolojimiz daha ileride.... Amaçlarımızdan biri de dinleriniz ve onların insan ruhu üzerindeki olumsuz etkileridir. (burada bahsettikleri, peygamberlerin getirdikleri bilgeliğin, zamanla insanlar tarafından değiştirilmiş hali'nin insanların varoluşu kavramasına engel teşkil ettiği)"

ADAMSKİ NİN HİKAYESİ


 
ADAMSKİ NİN HİKAYESİ
Adamski: ..Yuvarlak pencerede gördüklerim beni 
hayran bıraktı.Altımızda muazzam bir büyüklükte kara
 bir gölge hareketsiz uzanıyordu.Yakınına geldiğimizde 
bunun azametli gövdesi görüş alanımızı aşıyordu.Şimdi 
sadece onun dışarı ve aşağıya doğru yuvarlak dış yanını 
görebiliyordum.Ona yavaş yavaş yaklaştık ve hemen bu 
koca gemi’nin tam üstüne geldik.Uzaylıların söylediğine 
göre Gemi’nin çapı 51 m., boyu da 600 m.’den fazla idi.
Puro şeklindeki bu azametli Gemi’nin orada stratosferde 
hareketsiz duruşunun manzarası hatıralarımdan asla silinmeyecektir.
 Bizim küçük aracımız bir uçak gemisinin güvertesine inen uçaklar
 gibi Ana Gemi’nin üzerine doğru süzüldü.Bu sırada karşımızda balina 
ağzı gibi üstü yuvarlak büyük bir kapağın açık olarak durduğunu 
gördüm.Bu gemilerin fotoğraflarında küt burunlarının aşağıya 
doğru eğimli olduğunu göreceksiniz.Kapak, Gemi’nin silindirik 
gövdesinin uç kısmına doğru hissolunur derecede yassılaştığı 
yere yakındı.
İçinde bulunduğumuz uçan daire, Ana gemi’nin yüzeyine 
dokunur dokunmaz, ileriye, kapağın içine doğru hareket 
etti ve aşağıya doğru meyillenen bir yoldan bu kudretli 
-devasa Gemi’nin içine doğru kaymaya başladı.İşte o 
sırada ilk defa midemde bir düşme hissinin tesirini duydum.
Bundan şöyle bir sonuca vardım ki, uçan daire içinde pek
 hissedemediğimiz bir yer çekimi, bu devasa boyutlardak 
Gemi'de kendisini gösteriyordu.Pek dik olamayan bir açıyla 
ve uçan dairenin dış kaplamasının (Flanş) iki yanında 
uzanan iki ray arasından, flanş'ın friksiyon ve manyetik
 kuvvetinin kontrolü altında yumuşak bir şekilde aşağıya
 doğru kayıp gidiyorduk.Sadece bir kere yerime geçerken 
şöyle bir duraklaması sırasında dengemi kaybeder gibi olsam
 da uzaylı Orthon'un yardımı ile tekrar düzeldim.Sonra, Ana
 Gemi'nin tahminime göre altı ile üstü arasında ortalama bir
 yerine varıncaya kadar bu yumuşak ve yavaş kayma devam 
etti.Buraya gelince araç durdu ve kapı yana kayarak hemen 
açıldı.Açılan kapıdan, 4,5 x 1,80 metre boyutundaki bir 
platformun üzerinde ayakta duran bir adam göründü.Elinde, 
ucunda madeni mengeneye benzer bir başlığı olan bir kablo
 tutmakta idi. Boyu 1,70 kadardı.Üzerinde Orthon'un üzerinde 
gördüğüm açık kahve renkli aynı biçim ve renklerde bir uçuş
 elbisesi vardı. 12 basamakla Gemi'nin güvertelerinden birisine 
inilmekte idi.
Merdivenlerden inerken, aracımızın geldiğimiz istikamet ile aşağı
 doğru giden rayların kesiştiği bir makas başında durmuş olduğunu
 farkettim. Bir çift ray bükülerek aşağı doğru Ana Gemi'nin iç
 kısımlarına uzayıp gidiyordu.Aradaki karanlık bir kısım bu alt
 kısmı gözden saklıyordu. Diğer bir çift ray ise geriye doğru
 düz bir hat halinde uzadıktan sonra geldiğimiz istikamet ile
 bir makasta kesişerek içinde aynı tipten bir çok uçan
 daireler'in bulunduğu büyük bir depo yahut hangara gidiyordu.
<< O sırada uzaylı Firkon Adamski'nin yanına gelerek; '' orası
 planetler arası seyahatler esnasında uçan daireler'in depolandığı 
hangardır,'' diye izahat verdi ve devam etti, 'diğer bir planete
 giderken uçan dairemiz platformda ancak bizim inmemiz için
 gerekli olan zaman kadar kalır, sonra makası geçerek hangarda 
yerine çekilir.Fakat biz tekrar Dünya'ya döneceğimizden araç
 platformda yeniden şarj edilmektedir.'Bu gemiler Ana Gemi'lerde
 şarj edilmek suretiyle ve kısa mesafeler içinde kullanılan küçük 
gemilerdir.Gerekli olan güçleri kendileri üretmezler.Ana Gemi 
tarafından şarj edilmeleri lazımdır. Daha ziyade temasta bulunulan
 ve gözlemlenen yer arasında devamlı geliş gidişlerde kullanılırlar.'' dedi.>>


Firkon uzay gemileri hakkında Adamski'ye şöyle bir bilgi veriyor:
 << Gemi sizin de tanıdığınız ve elektromanyetik dediğiniz tabiat
 kuvvetinden faydalanmaktadır.Bu kuvvet daima fazlasıyla 
mevcuttur.Fazla olan bu kuvvet Gemi'nin dış yüzeylerinden
 uzaya belli bir mesafeye kadar bazen kısa, bazen de kilometrelerce
 öteye kadar etkili bir alan olarak taşar ve her türlü parçacıklara 
ve sizlerin dünya teriminiz ile ''uzay döküntüsü'' dediğiniz cisimlere
 karşı sürekli kuvvet radyasyonu nedeniyle onları uzaklaştırarak 
adeta bir perde vazifesini görürür.Uzayda, elektromanyetik 
denizinde hareket eden herşey etrafındaki alanı ile negatiftir.
Dolayısıyla, negatif radyasyon da bu negatif parçacıkları itmek 
ve kendinden uzaklaştırmak suretiyle Gemi'yi hem onların 
çarpmasından, hem de sürtünme dolayısıyla oluşacak ısıdan
 korur.Bu elektromanyetik alan gücü ayrıca uzayda Gemi'lerimizi 
yürüten aynı kuvvettir.Gemilerimiz uzayda bir nehir akıntısı
 boyunca sanki kayar gibi yol alırlar. Tabiatta mevcut kuvvetleri
 doğru olarak kullanmasını öğrendiğiniz gün, yapacağınız gemi ile 
denizin üstünde olduğu kadar atmosferde ve uzay da istediğiniz 
gibi gezebileceksiniz.Bizler gemilerimizi içine alan bu elektromanyetik
 alan gücünün vibrasyonlarını yükselterek göze görünmez hale 
gelebiliriz.Uzay gemimizin bir meteorite karşı sürtünme arzedecek
 sertlik ve yoğunluk fazından çıkmasıyla uzay gemisi bir 
meteoritin içinden hayalet gibi ona dokunmadan onunla 
sürtüşmeden geçip gidebilir.Bu işlem geminin maddesine 
ait vibrasyonların ayarlanması ile mümkündür.
http://www.mishakal.com dan

29 Ocak 2012 Pazar
















Bir zamanlar Yusuf, babasına (Ya'kub'a) 
demişti ki: Babacığım! Ben (rüyamda) 
on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; 
onları bana secde ederlerken gördüm.’ 
Yusuf suresi 4


Hz. Yusuf’un rüyasında 11 yıldız, güneş ve ay’ı 
görmesi şu gerçeği ortaya çıkarıyor. Yani Hz 
Yusuf’un yaşadığı dönemde, güneş sistemimizde
 on bir gezegen vardı.  Hz. Yusuf yaklaşık olarak 
günümüzden yaklaşık 4000 yıl önce yaşamıştır.
 Yani MÖ 2000 yılları Hz. Yusuf’un dönemine 
denk gelir. Hz. Yusuf’tan yaklaşık 1500 ile 
2000 yıl önce yani günümüzden yaklaşık 6000 
yıl önce, büyük bir medeniyet olan Sümerler 
devrindeki antik kabartmalarda da on bir
 yıldıza (gezegene) rastlarız. Sümerler, 
astronomi de zamanının en ileri toplumlarından
idi.


Aşağıdaki Sümer kabartmasında görülen
 on bir gezegenin Sümerler döneminde 
dördü, günümüzde ise ( gezegen statüsünden 
çıkarılan Neptünü de sayarsak) iki tanesi 
kayıptır. Peki bu gezegenler nasıl kayboldu,
 yada yok oldu?..
Sümerler döneminde var olan kayıp iki gezegenin
 daha sonraki dönemlerde astronomlar 
tarafından gözlenip gözlenmediği belirsizdir
 ancak Mayaların takviminin başlangıcı Sümerler
 dönemine rastlamaktadır. Yani Sümerlerin
 zamanında güneş sistemimiz galaksimizin 
merkezindeki Karadeliğin (NAKUR un http://www.
(sitemizdeki Gökten gelen ses yazımıza bakın) 
yakınından geçmiştir. Milattan önce 3000 
yıllarında başlayan Maya takvimi 21 Aralık
 2012 de bitecektir. Mayaların halkının neredeyse 
geneli M.S. 250 yıllarında aniden kaybolmuşlardır. 
Bu tarihlere rastlayan M.S 250 yıllarında 
Ashabı Kehf de bir zaman mağarasında sırra kadem 
basmıştır. M.Ö 200 ile M.S yaklaşık 300. yılları
 arasında astronomi ilmi durgunluk çağına girmiş,
 kadim zamanlarda var olan 11 yıldız unutulmuş,
 zamanımızdan 230 yıl öncesine kadar 6 gezegenin 
varlığı bilinmiştir. 1781 yılında Uranüs yeniden 
keşfedilmiş güneş sistemindeki gezegen sayısı 7 
ye çıkmıştır.
Neptün 1846 da, Plüton ise 1930 da keşfedilmiş,
 daha sonra Plüton çok küçük olduğu için 
gezegen statüsünden çıkarılmıştır. Sümerlerin
 son zamanlarında kaybolan gezegenler 
kabartmalarda çıkarılmış 7 gezegen resmedilmiştir.
Bu kayıp gezegenler nerede?
Bunun cevabı sırlar hazinesi olan Kuranı 
Kerimde gizlidir.
Allah’u Teala buyuruyor ki;

“ İçinde yörüngeleri olan göğe 
andolsun ki siz çelişkili sözler 
söylüyorsunuz. Ondan dönen 
döndürülür” Zariyat suresi 7-8-9

Yukarıdaki ayeti yorumlarsak: Allah’u Teala’nın
 yemin ettiği gökyüzündeki gezegenlerin, 
yıldızların ve güneşlerinde bir ömrü vardır.
 Allah’u Teala’nın“Ondan dönen döndürülür” 
mübarek kelamı mealcilerin verdiği manayı 
içerdiği gibi görevi ve ömrü biten gezegenlerinde
 öldüğü veya parçalandığı anlaşılmaktadır.
İşte Güneş Sistemimizde yok olan bu iki 
gezegen Güneş Sisteminin en dışındaki
 iki yörüngede bulunuyordu. Genişleyen evrende
 Güneşle uyduları arasındaki mesafe de 
genişlemektedir.  Buna bir örnek verecek 
olursak; Dünyamız Güneşe olan mesafesinde
 her 100 yılda bir 10 metre uzaklaşmaktadır.
 Dünyamız 4,5 milyar yıl önce güneşe 
daha yakındı. Zamanla Güneşle Dünyamız
 arasındaki mesafe açıldıkça Dünyamız yaşanılabilir
 hale geldi. Uydumuz olan Ay dahi Dünyadan
 her yıl yaklaşık 4 cm uzaklaşmaktadır. Buna göre
 Güneş Sisteminin diğer gezegenleri de aynı
 hal içerisindedir evren genişledikçe her biri Güneşten
 uzaklaşmaktadır.
Bu astronomi olayını aşağıdaki ayet bilim 
adamlarından 1400 yıl önce açıklamıştır.

“Göğü kendi ellerimizle biz kurduk 
ve biz (onu) elbette genişleticiyiz.”Zariyat
 suresi 47

Güneş sisteminin kaybolan iki gezegeni evrenin 
genişlemesinden doğan sebep ile en dış yörüngede
 olduğu için, Güneşin çekim gücü zayıflamış, ve 
Maya takvimini başlatan, Nakur döngüsü sırasında,
 Güneşin yörüngesinden kurtulup parçalanmıştır. 
İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki” Ayetinin
 bildirdiği gibi, Güneş Sisteminin uydularının birer 
yörüngesinin olduğunu biliyoruz. Güneş Sisteminin 
de galaksimiz içerisinde bir yörüngesi vardır. 
Ancak Güneş Sisteminin yörüngesi galaksinin üst 
sınırından merkezine kadar bir yolu kapsamaz. 
Güneş sisteminin Samanyolu galaksisinin merkezindeki 
karadelik etrafındaki bir turu daha kısadır. 
(Zülkarneynve2012makalemizebakınız    http://www.caferiskenderoglu.com.tr/index.
 Samanyolu’nda ki milyonlarca güneş sistemi ayrı
 ayrı yörüngelere sahiptir. Bu gezegenlerin 
parçalarından bir kısmı, dış yörüngelere yakın
 olan Satürn ün halkalarını oluşturmuştur. 
Parçalanan bu iki gezegenin bir bölümü de,
 Uranüs ve Neptün ün çekim alanlarına
 girerek bu gezegenlerin halkalarını 
oluşturmuştur. Parçaların bir kısmı, dış uzaya 
savrulan bu gezegenlerin bir kısmı da göktaşı
 olarak güneş sisteminde seyretmektedir.
Mayalar ve aynı süreçte yaşayan Sümerler, 
astronomide zamanımızdan çok ileri idiler.
 Evrenin sırlarını ve içindeki Karadeliklerin var 
olduğunu biliyorlardı.
Günümüzde ise Karadeliklerin keşfi net olarak 
1960 yılına rastlar.
Maya takviminin tam ortasında temsil edilen resim
 Karadeliği anlatmaktadır. Ağzı açık 
resme dikkat edin dilinin ucunda yuttuğu bir 
gezegeni göreceksiniz.
Sümerler ise o zamanlarda kaybolan 4 gezegenin
 karadelik tarafından yok edildiğini bir kabartma ile 
resmetmişlerdir. Resimde kara delik yılan şeklinde
 temsil edilmiş ve bu yılanın başı üç yıldızı 
yutmuş dördüncüyü de yutmak üzeredir.


Hayır! Yıldızların yerlerine yemin ederim ki,’ Vakıa 75
Allah’u Teala boş yere yemin etmez.
Yok olan yıldızların yerlerinde, Allah’u Teala’nın 
Muhteşem güçleri vardır. Bu muhteşem güçler 
sayesinde, güneş sistemleri ve içindeki hayat
 sahipleri yeni ve daha ileri çağlara girerler.
Çünkü Yaratılış ve Ölüm döngüsü tekâmüldür,
olgunlaşmadır. 14 milyar yıl önce yaratılan
 kâinat ta zaman, 5000 yıl önce kaybolan yıldızlar
 için zaman daha dün gibidir. Yıldızların,
 diğer varlıkların İnsanların önümüzdeki kıyamette 
daha tekâmül etmiş halde yaratılacağına işarettir.
Bu Dünya, üzerinde 114 Ademin sayısız nesli ve sayısız
 medeniyeti geldi geçti..
İslam dinine göre Peygamber sayısı 124 bin dir.
 Her biri 50 yıl arayla gelmiş olsa ve 50 şer 
yıl yaşamış olsa dünyada ilk medeniyetin zamanı 
12 milyon 400 bin yıl geriye dayanır. Oysa dünyada
 insan nesli çok daha eski zamanlara varır.
114 Adem sürecinde 114 tufan oldu yüzlerce
 medeniyet kuruldu. Bu medeniyetler azgınlaşınca 
yok edildi yerlerine yeni medeniyetler geldi. O sebeple
 geçmiş medeniyetlerde birbirine benzeyen tufan 
hikayeleri vardır. Gılgamış destanı da bunlardan biridir.
Aranızda ölümü takdir eden biziz. Ve biz, önüne 
geçilebileceklerden değiliz.
Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim 
ve sizi bilmediğiniz bir âlemde tekrar var edelim 
diye Vakıa suresi 60-61
Kıyametten önce Güneş, o kadar büyüyecek ki bir
 kızıl dev olup kendisinden uzaklaşan uydularını da
 içine alarak, dev bir Kara delik tarafından yutulacaktır.
 Güneş sistemimizin ve kainatın kıyametinden önceki 
sonu bu şekilde olacaktır.
En doğrusunu Allah bilir.
Kuran ile bilim aynı manadadır. Çünkü Kuran
 Ayetleri Alimler Alimi olan ve sonsuz ilmi yaratan
 Allah’u Teala’nın sözleridir.
Cafer İSKENDEROĞLU
Allaha Emanet Olun