30 Kasım 2011 Çarşamba

UZAYLILARIN İÇ YÜZÜ

FİHİBİSMİLLAHİ-BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

KÂİNATTAKİ-ÂDEMOĞULLARI-UFOLAR!
UZAYDAKİ İNSAN KARDEŞLERİMİZ!


Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki Kâinatta 360.000 AYAK (galaksi) vardır, bu galaksilerin her birinde 360.000 yer (gezegen) vardır ve bu yerlerin hepsi İnsanla doludur.

Yani Peygamber efendimiz 360.000x360.000= 129 600 000 000 gezegende İnsan yaşadığını o insanların yaşadığı kâinatın Efendisi olarak bildiriyor.
Kainattaki ademoğulları çeşitli renk ve boylardadır. Yaşadıkları dünyaların büyüklüğüne, çaplarına, atmosferlerine ve beslenme şekillerine uygun olarak tiplerinin çeşitleri değişse de genel vücut olarak yapıları bizlerle aynıdır. Bilim olarak bizlerden geride olanlar olduğu gibi bizlerden ileride hatta çok ileride olanlarda mevcuttur.


KÂİNAT ONDAN YARATILDI O TÜM KÂİNATIN PEYGAMBERİ
Peygamber efendimiz bu dünyaların birçoğuna Âlemlerin rahmeti ve Allahın yeryüzlerinde (kâinatta) halifesi olması sıfatıyla Peygamber olarak gitmiş, bir kısmında halen Peygamberdir bir bölümüne de Peygamber olarak gidecektir Biiznillah. Kâinata ve içindekilere Peygamber olma sıfatı sadece Resulullah efendimize (sav) mahsustur. Bu dünyaya Resulullah Efendimizden önce gelmiş Peygamberler sadece bu dünyada görev yapmıştır. Diğer gezegenlere başka Peygamberler görevlendirilmiştir onlarda kendi yaşadıkları gezegenlerin dışında ki yerlerde görev yapmazlar. RESULULLAH EFENDİMİZ HER GEZEGENDE GELEN SON PEYGAMBERDİR HER GİTTİĞİ YERE KURAN TEBLİĞİ YAPAR DOLAYISIYLA KURAN-I KERİMDE KÂİNATIN KUTSAL KİTABIDIR.

CİNLERLE UFO İLİŞKİSİ

Kâinatın içerisindeki gezegenlerde cinlerde yaşamaktadır. Kendilerine ait müstakil gezegenleri olduğu gibi insanların bulundukları yerlerde de yaşarlar bununla beraber Peygamber Efendimizin gittiği dünyalarda kâinata çıkmaları yasaklanmıştır.

İşte Kâinatın kutsal kitabı KURAN-I KERİM; kâinattaki gezegenlerde yaşayan insanlara ( Kuranı almış olan yerlerdekilerin) kainatta nasıl gezeceklerine dair şöyle yol gösterir.

“Ey insanlar ve cinler yerlerin ve göklerin katmanlarından geçebilirseniz geçin ancak bir sultan güçle geçebilirsiniz.” Rahman-33

Yukarıdaki ayette Allahu Teala kâinatta yaşayan Âdemoğullarına birbirlerini tanımak, bilgi, kültür alışverişi yapmak, afaklardaki ayetlerini göstermek, zaman içinde zamanları yaşayarak sılayı rahim yapma izni vermiştir.

ALLAH’IN TEKÂMÜL EDEN RUHA VERDİĞİ ÖZEL DONANIM: SULTAN GÜÇ (RUH-İ SULTANİ)

Kâinatta yaşayan insanlardan tekâmül etmiş olan İnsan-ı kâmiller yani Veliyullah kainat içinde tayyi mekanla gezerler. Allahu teala onlara o sultan gücü ihsan etmiştir ki sultan güç ledünnidir. Veli seviyesine ulaşamamış insanlarda çeşitli bineklerle araçlarla gezegenler arası seyahat ederler. Bu araçların içinde MUHAKKAK BİR VELİYULLAH BULUNUR, çünkü diğer insanların ve bindikleri araçların maddeden ışığa ayrılıp seyahat edecekleri gezegenler arasındaki milyonlarca ışık yılı mesafeyi tayyı mekânla anında alabilmeleri için veliyullaha ihtiyaç vardır. Dünyalar arası yolculukları Allahu Teala şu ayetlerle bildirmiştir.

“Onların zürriyetlerini bineklerle taşımamız ayetlerimizdendir.” Yasin-41

“Onlar için bunun gibi binecekleri başka şeylerde yarattık.” Yasin-42

“Dilesek onları boğarız yardım edip kurtaran olmaz.” Yasin-43

“Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli ömrü bitmedikçe.” Yasin-44

Yukarıdaki ayetlerde Allah cc açıkça kainattaki seyahatlerden, bineklerden, bineklerin içindeki sultan gücü kullanan Alemlere Rahmet Peygamberin (sav) varisi Rahmetten, o Rahmet o gemide olmazsa kainat içinde havasız kalıp boğulacaklarından bahsediyor.

UFO ANİMASYONLARI YAPAN YALANCI CİNLER!

Semalarımızda görülen yabancı cisimlerin bir kısmı evren içinde yaşayan insanlara ait gemilerdir. Bir kısmı da onları taklit eden cinlerdir. MÜMİN OLMAYAN Cinler; bu animasyonlarla kendilerini gizleyerek insanları tesir altına almaya çalışıyorlar. Kibri, EŞREF-İ MAHLÛK insanlarda üstünlüğü hastalık haline getirdikleri için insanı bu yollarla etkilemeye ve zamanla UFO’larla ilişkiye giriyor sanarak tesir altına almaktadırlar. UFO DİNLERİ DE BU ŞEYTANIN ASKERİ MAHİYETİNDEKİ CİNLERİN; BAZI İMAN İNANÇ VE GERÇEK İLİM FAKİRİ İNSANLARI TESİR ALTINA ALMALARINDAN KAYNAKLANMAKTADIR!..

Son zamanlarda dünyamızda bu gemilerin görülmesinin artması güneş sistemimizdeki dengenin bozulmasını önlemek ve ahir zamanda sırası geldiğinde gökteki ordular olarak vazifelerini en iyi yapmaları için keşif yapmaktır. ANA GEMİYİ KULLANANLAR İNSAN-I KAMİLLERDİR, diğerlerini kullananlar ise ileri teknoloji ile üretilmiş askerlerdir, bunlar ahir zamanda bilim adamlarına vereceğimiz BİOELEKTRONİK teknolojisidir.

BİOELEKTRONİK; hücreler ve bu hücreleri besleyen özel sıvılarla çalışırlar. Gemilerde bizim dünyamızda henüz keşfedilmemiş elementlerin alaşımlarından yapılmıştır, dünyada 114 element vardır tahminim 103 element keşfedilmiş, 11 Element keşfedilmeyi bekliyor, bu elementlerin yaratılışının altı aşamasındaki oluşumunda bulunan Allah’ın (cc) esma sayısı az olduğu için kolayca maddeden ışığa, ışıktan maddeye geçebilme özelliği vardır ayrıca çok hafif ve dayanıklıdır. Bu gemiler semada sabit durma, ani hareket etme özelliklerini ise gezegenlerin üzerindeki çekim güçlerini azaltıp çoğaltarak yaparlar bu hareketleri kısa mesafelerde uygularlar ışık yılı gibi uzun mesafeleri tayyi mekânla alırlar!

CAFER İSKENDEROĞLU
ZÜLKARNEYN VE 2012 NİN SIRRI



"Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize Rahmetini gönderen O dur." Ahzap suresi–43.

Allahu Teala' nın Zatı Ali'leri zamandan münezzehtir. Dolayısıyla kullarının hayat evrelerini idrak etmeleri için iki zaman yaratmıştır. Bu zaman kavramlarının insanlar tarafından müdahale edilemez olanı, birinci zamandır. " İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" sürecidir.

Yani Allah'tan geldik Allah'a döneceğiz. Bu ifade kâinat içinde yaratılmış olan tüm canlı ve cansız varlıkları kuşatır ve kapsamı içine alır. Aynı zamanda bu süreç kader sırrının kendisidir. İçeriği Allah katındadır. Allah'u Teala, yarattığı ikinci zaman sürecine, DEHR sıfatıyla tecelli etmiş ve bu zamanı, kâinatta kendisine yakın kullarının emrine vermiştir. Bu ikinci zaman süreci, birinci zamanın gerisini, ilerisini bilmeyi ve gezmeyi soyut varlığında taşır.

Allah'u Teala kainatı ve içindekileri yarattıktan sonra gezegenlere, güneş sistemlerine ve galaksilere kainat içinde belli yörüngelerde, zaman tasarrufu altında seyretme emrini vahyetmiştir.
"Özen içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış kainata yemin ederim" Zariyat suresi–7

Yukarıda ki ayette, Allah'u Teala'nın bildirdiği üzere, üzerinde yaşadığımız Dünya önce kendi etrafında, güneşin etrafında, güneşle birliktede galaksimiz olan Samanyolu'nun içerisinde, elips bir yörüngede Allah'tan aldığı emir üzere yol alırlar. Güneş sistemimiz, galaksimiz, Samanyolu içerisinde elips bir yörüngede tur atarken; galaksimizin merkezindeki karadeliğe yakın noktadan geçerek, Samanyolu'nun dış kısımlarına yakın noktalardan geri dönerek elips yörüngesini tamamlar. İşte bu yörünge, bugün Maya Takvimi olarak bilinen 5126 yılda tamamlanır.


İşte Mana Aleminde, Galaksimiz içerisinde Güneş sistemimizin bir turuna bir NÂKUR yılı denir. Nâkur, galaksimizin merkezindeki karadeliğin Kur’an-ı Kerim'deki adıdır; “fe izâ nukıra fin nâkûr” Müddesir suresi-8

Her ne kadar mealciler bu ayette geçen 'Nâkur' kelimesine sura üfürülme anlamı vermişlerse de, sur kelimesi Arapça’da da aynen sur olarak geçer! Buradaki 'Nâkur' kelimesi şiddetli bir güç tarafından emilmeyi kasteder.
İşte bundan yaklaşık 5120 yıl önce, Zülkarneyn (as) yaşadığımız zamanda olduğu gibi dünyanın ahlak ve inanç bakımından çöktüğü bir dönemde geldi ve insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak için uyarıcı görevi yaptı. Zülkarneyn şu anlama gelir.

ZÜL= sahibi
KARN= zaman
EYN= iki

Yani Zülkarneyn, Allah'u Teala'nın Dehr sıfatıyla tecelli ettiği, kendi zamanının sahibi ve dünyaya hâkim olmuş iki zamanlı Kutbul Aktaptır. O dönemin düzelticisidir (Mehdisidir).

Yaşadığı dönemde doğuyu da batıyı da ahlaken ve ilmen zirveye ulaştırmıştır. İlme kavuşturduğu kavimlerden biride MAYALARDIR!.

“Biz ona seferi kolaylaştırmak suretiyle kudret verdik, kendisine her şeye tesir etme gücü verdik. O bir yol tuttu nihayet güneşin battığı yere vardı. Onu kara çamurlu bir yere batar buldu.” Kehf suresi- 84-85-86


İşte o zamanlarda batıda yaşayan o kavim, kara cehalet ve insana yakışmayan hallerde yaşarlarken; Zülkarneyn (as) Allah'u Teala’nın kendisine verdiği güç ve salahiyetle o toplumu, insanlığın ve bilimin en üstün seviyelerde yaşandığı hale getirmiş; verdiği bilimler içerisinde İlahiyat, Sosyal Paylaşım, Matematik, Astronomi, Tıp v.b gibi çeşitli teknolojilerdir. Bu sebepten Zülkarneyn (as) nin öğrencileri olan Mayalar bugünkü bilimin hayrete düştüğü Matematik ve Astronomi ilmine sahiptiler ve 2012’yi rahatça hesapladılar.

GÖKTEN DUYULACAK SES

İçinde bulunduğumuz Ahir zamanda da ahlakın çöktüğünü, insanlığın azaldığını, bencilliğin arttığını, dinin ucuza satıldığını, cemaatlerin çokluğu karşısında ilmin azaldığını, manevi değerlerin yitirildiğini açıkça izlemekteyiz. Dolayısıyla Dünyamız üzerinde Peygamber Efendimizin (sav) hadisi şeriflerinde bildirdiği son zor günler yaşanmaya başlanmıştır. Bunlardan birkaçı da çeşitli depremler, küresel olaylar, gökten gelecek sesler ve dünyamızı etkileyecek göksel olaylardır.

İŞTE BU GÖKSEL OLAYLARIN EN BÜYÜĞÜ 2011–2012–2013 YILLARININ İÇERSİNDE GÜNEŞ SİSTEMİMİZİN GALAKSİMİZİN MERKEZİNDEKİ KARADELİĞE YANİ KUR’ANI KERİMDE BİLDİRİLEN
NÂKUR’ A YAKIN GEÇMESİNDEN DOĞACAK ÇEKİM GÜCÜNÜN ETKİSİYLE OLUŞACAK ÇEŞİTLİ DEPREM, TABİAT OLAYLARI VE NÂKUR UN DUYULACAK MUHTEŞEM SESİDİR.

Bu devirde Zülkarneyn (as) ın yaptığı görevi Mehdi yapacaktır. İnsanlara GERÇEK İSLAMI ve devrin gerekli derin bilgilerini vererek; Allah ve Resulune davet edecektir. Bu bakımdan Zülkarneyn as ile Mehdi arasında icraat bakımından büyük benzerlik vardır. İkisinin de en büyük özelliği sahip oldukları ilmin diğer İnsanlar tarafından duyulmamış ilimler olacağıdır.



Yukarıdaki resimde görüldüğü gibi 5126 yıllık süreç NÂKUR YILI bitmek üzeredir, bu olay felaketlerle başlasa da geleceğin insanlarını ahlaken ve ilmen zirveye çıkaracak bir dönemin başlangıcı olacaktır!

Çeşitli sion gruplarının insanlarımıza dayatmaya çalıştığı yeni uzay dini değil; İSLAM tüm cevheri içeriğiyle insanlara aydınlığı getirecektir. Bu dönemde inanan kardeşlerimizi birlik ve beraberliğe, Resulullah Efendimizin (sav) dizinin dibine, Ashabı SUFFA olmaya, İlahi mertebeler almaya, Kur’an ve sünnetle gerçeği öğrenmeye davet ediyoruz. Bütün inanan Kardeşlerimizin dualarını bekliyoruz.

CAFER İSKENDEROĞLU
KIBRISİ AÇIKLIYOR

KIBRISİ AÇIKLIYOR

ARMAGEDON


25.11.2011 Milyarla insan gidecek.10 Muharremden sonra kimse gelmesin. Bir dahaki cumaya kadar herkez evine dönsün. (tercüme) from Halilurrahman on Vimeo.

26 Kasım 2011 Cumartesi

MAYA TAKVİMİ

Dünyanın 2012’de yok olacağını yazan Maya tableti

Son bulunan tablet de diğerleri gibi dünyanın sonu olarak aynı tarihi işaret ediyor

26 Kasım 2011 Cumartesi, 06:18:19
Dünyanın 2012’de yok olacağını yazan Maya tableti
Meksika’nın Tabasco Eyaleti’ndeki Maya antik kenti Comalcalco’da yapılan kazılarda, 21 Aralık 2012’de dünyanın sonunun geleceğini yazan bir tablet daha ortaya çıktı.
Meksika Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü, 1300 yıl öncesine ait olduğu sanılan tabletin birkaç yıl önce bulunduğunu ve derinlemesine incelendiğini açıkladı.
ABD’deki Teksas Üniversitesi’nde çalışan Maya uzmanı David Stuart ise tablette geçmiş zamanı belirten bir sembol olmadığını belirterek, “Bu tarihin geçmişe değil, geleceğe ait olduğuna inanıyorum” dedi.
Daha önce de Tortuguero kazı alanında dünyanın sonu olarak aynı tarihe işaret eden benzer bir tablet bulunmuştu.
GAZETE HABERTÜRK

MAYA TAKVİMİ

Maya Takvimi'nin kehaneti çözüldü

2012'ye dair felaket senaryoları arttıkça artıyor. Ancak araştırmacı Fatih Keçelioğlu, dünyanın sonunun geldiğine dair en güçlü kanıtı sunan Maya Takvimi'ne bambaşka bir yorum getiriyor. Keçelioğluna göre Maya Takvimi 2012'de değil, 28 Ekim 2011'de son buluyor ve bu tarihten sonra bizi ölüm değil, bir aydınlanma ve yepyeni bir hayat bekliyor.
maya
Marduk gezegeni dünyaya çarpacak; kutuplar yer değiştirecek ve dünyanın dengesi bozulacak; büyük depremler ve seller dünyayı yerle bir edecek... Tüm bu korkunç kehanetler için aynı tarih veriliyor: 2012. Ve 'dünyanın sonunun geleceği' 2012'ye sadece 3 yıl kaldı! Bu söylencenin temel kaynağı 21 Aralık 2012'de son bulan gizemli Maya Takvimi. Ancak takvim üzerine derin araştırmalar yürüten İsveçli bilim adamı Carl Johann Calleman'a göre hesaplar yanlış. Zira takvimin sona erdiği doğru tarih 28 Ekim 2011. Dahası bu tarih yok oluş değil, aksine yeniden doğuş anlamına geliyor.
2004'te Hindistan'a gidip Calleman'ın seminerlerine katılan ve ünlü bilim adamından öğrendiklerini kendi çalışmalarıyla birleştirip Maya Takvimi konusunda uzmanlaşan genç araştırmacı Fatih Keçelioğlu da tüm kıyamet senaryolarını elinin tersiyle itiyor. AKŞAM PAZAR'a konuşan Keçelioğlu, 2011'de takvimin bitmesinin insan bilincinin en üst seviyeye ulaşması, aydınlanma ve yeni bir başlangıç anlamına geldiğini söylüyor. 

Maya Takvimi nedir ve neden 2012 değil de 2011'de bitiyor?Maya Takvimi tıpkı Maya piramitleri gibi 9 kattan oluşan piramit şeklinde bir şema. Takvimi oluşturan bu 9 kat belli zaman dönemlerini yansıtıyor ve her bir dönem bir öncekinin 20'de biri olarak kısalıyor. Her bir kat ayrıca kendi içinde 6 gece, 7 gündüz olmak üzere 13 bölüme ayrılıyor. Ve insanlık tüm bu dönemlerin taşıdığı farklı enerjilerin etkisiyle değişim geçiriyor. Maya Takvimi insanın bilinç evrimini gösteriyor.
Arkeologlar Maya Takvimi'nin 21 Aralık 2012'de bittiği söylemişti. Ancak İsveçli Maya Takvimi araştırmacısı Calleman, son tarihin 2012 değil, 2011 olduğunu tespit etti. Zira 28 Ekim 2011 son olarak alındığında dünya ve insanlık tarihindeki önemli dönüşümler ile Maya Takvimi'nin döngüleri en doğru şekilde kesişiyor.

Buna göre: İlk kat 16 milyar yıl geriye gidiyor. Bu, galaksilerin oluştuğu dönem. İkinci dönem 820 milyon yıl önce başlıyor, yaşam ortaya çıkıyor ve 63'er milyon yıllık 13 bölümde evriliyor. Memelilerin ortaya çıkmasıyla, 40 milyon yıl süren 3. kat başlıyor. Bu dönemde maymunların evrimi var. Dördüncü katta 2 milyon yılda insan türü ortaya çıkıyor. Beşinci kat 100 bin yıllık bir dönem, burada artık gerçek bir insan türü ortaya çıkıyor; kültür, sanat, konuşma, iletişim başlıyor. Bundan 5 bin yıl önce, MÖ 3.100'lerde başlayan altıncı katta ise medeniyet ortaya çıkıyor. Yedinci kat bundan 250 yıl önce; 1755'te başlıyor. Gene bilinçte bir sıçramaya yol açan endüstri devrimi, sanayileşme, kolonileşme dönemine denk geliyor. Ekonomi gibi soyut değerler de yaratılıyor. Bir sonraki sekizinci kat ise 1999'da başlıyor.

2011'DE BİZİ ACI VE KAOS BEKLİYOR
Yani şu anda sekizinci dönemini yaşıyoruz...
12,5 yıllık bu dönem de 10 Şubat 2011'e kadar sürecek. 4 Haziran 1999'da başlayan bu dönemde da öncekine alternatif bir bilincin ortaya çıktığını görüyoruz. Hakimiyet zayıflıyor, eşitlik güçleniyor. Pek çok insan birdenbire mistisizmle, çevre ve ekolojiyle ilgilenmeye başladı. Ekonomik krizden en çok Amerika ve İngiltere'nin etkilenip güç kaybederken, Doğu felsefesinin yükselişi de bu dönemin işareti. Fren görevi gören ekonomik krizler bizi bir sonraki bilince hazırlıyor.

Ama 9. katın başlangıcı 10 Şubat 2011'a çok az bir zaman var. Değişim nasıl olacak?Ekonomik kriz ve küresel ısınma gibi olaylar değişimi zaten zorunlu kılıyor. Piramide göre değişim giderek daha hızlı oluyor. Son 10 yılda yaşanan değişimin daha önceki dönemde 250 yılda yaşanan değişim kadar büyük olduğunu düşünürsek, her an, her hafta dünyada çok önemli değişimler yaşanması şaşırtıcı değil.

Peki, 9. ve son katın yaşanacağı 2011'de bizi ne bekliyor?Yeni enerjinin tam olarak neye tezahür edeceğini bilmiyoruz. Ama bir birlik bilinci getirecek. Evren ile bir olma bilinci uyanacak. Piramidin en tepesine çıkmamızı sağlayacak çok hızlı ve yoğun bir süreç olacak. 11 Şubat 2011'de başlıyor ve sadece 260 gün, yani 8,5 ay sürüyor. Bu hız sebebiyle 2011 yılında kaos ve kargaşa son noktasına varacak. Milletler, inançlar ve ırklar ve tüm zıt kutuplar arası bütün gerilim ve çatışmalar iyice güçlenecek. Ama bu olumlu bir şey çünkü her türlü çatışma kendini ortaya koymalı ki insanlar gerçeğin ne olduğunu anlayabilsin. Kendi kendine yetme ve manevi değerler öne çıkacak. İnsanlık olarak büyük bir tadilattan geçtiğimiz, acı verici bir süreç olacak. Buna 'kıyamet' de diyebiliriz. Çünkü bana göre, kıyameti zaten bir süredir yaşıyoruz. Ama bundan dersimizi alıp, Maya Takvimi'nin bitiş tarihi 28 Ekim 2011'in ardından artık yepyeni bir dünya yaratacağız.
BİR YIL İÇİNDE EKONOMİK SİSTEM ÇÖKECEK
Maya Takvimi'nde her katta var olan 6 gece ve 7 gündüz döngüsü içinde 'en kanalık dönemi' 5. gece oluşturuyor. Beşinci gece genellikle yıkım getiriyor. 1930'larda yaşanan 'Büyük Buhran', Hitler ve 2. Dünya Savaşı, atom bombası dönemleri de zaten bir önceki katın 5. gecesinde ortaya çıkmıştı. İçinde bulunduğumuz dönemin 5. gecesi ise ekonomik krizin ortaya çıkışına denk geliyor. 5. gece Kasım 2007'de başladı, Aralık 2007'de ise Dow Jones endeksi düşmeye başladı. Kasım 2008'de sona erdiği sırada ise ABD'de Obama'nın başkan seçilmesiyle birlikte olumlu bir hava esmeye başladı. Yani yaşanan ekonomik kriz takvimdeki bir döngünün sonucu! Şimdi 8 Kasım 2009'dan itibaren yine bir gece döngüsüne giriyoruz. Ve bu kez çatlak yarılmaya başlayacak. Bunun somut sonuçları olarak 8 Kasım'dan sonraki bir yıllık dönemde çok daha büyük bir finansal çöküş yaşayacağız. Hatta ekonomik sistemin çöküşüne şahit olabiliriz. Bu büyük çöküş dünyayı algılayışımızda bir şok etkisi yaratacak. Böyle bir uyanışla paranın değerinin olmadığını anlamamız gerekiyor. Bu sayede para gibi soyut kavramları bırakıp sezgilerimizle doğayla birlikte hareket etmeye başlayabilir yeni dönemin bilincine atlayış yapabiliriz.
TAKVİMİN BİTİŞ TARİHİ KIYAMET GÜNÜ MÜ?
Size göre Maya Takvimi 2012 yerine 28 Ekim 2011'de sona eriyor. Bu tarihten sonra bizi ne bekliyor?Bu tarihte fiziksel anlamda dünyanın sonu diye bir şey yok. Maya yazıtlarında bundan hiç bahsedilmiyor. Maya Takvimi tüm insanlığı kapsayan bir bilinç evriminden bahsediyor. Bütün mistik geleneklerde ulaşılacak bir yüksek bilinç hali var. Maya Takvimi'ne göre de buraya doğru gidiyoruz. Bu basamaklar bittiğinde gelinecek nokta ise birlik bilincine ulaşma, aydınlanma, uyanış, kemale erme, kıyama erme... Kıyamet de zaten aslında bu yönde bir kelime, uyanış, ayağa kalkma anlamına geliyor. Ölmesi gereken şey bizim fiziksel bedenimiz değil, eski bilincimiz. Bu tarihten sonra ise insanların huzur ve birlik içinde yaşayacağı bir dönem başlıyor. Özetle geçmiş ve geleceğin olmadığı, zaman kavramının kalmadığı yeni bir dünya yaratılacak. Yaşadığımız an ve o an orada olan değerli olacak. Böylece hakikati göreceğiz. Yöneticilere, aracılara, paraya gerek olmayacak. Çünkü herkes birbiriyle, doğayla, evrenle, tanrıyla bir olarak yaşayacak.

MİNE AKVERDİ

UZAYLININ CESEDİ

Rusya'da yaşlı bir kadın, uzaylıya ait olduğunu ileri sürdüğü bir "cesedi" 2 yıl buzdolabında sakladı

16 Kasım 2011 Çarşamba, 16:55:46
Rusya'nın Petrozavodsk kentinde yaşayan yaşlı bir kadın, uzaylıya ait olduğu ileri sürdüğü "cesedi" 2 yıl buzdolabında sakladı.

Rusya'nın saygın internet haber portalı "Newsru.com", Petrozavodsk kentinde yaşayan Marta Yegoravna adlı yaşlı bir kadının 2 yıl önce Petrozavodsk kenti dışındaki bağ evinin bahçesinde duyduğu "doğal olmayan" bir ses üzerine avluya çıktığı ve avluda demir hurda yığının yanında ilginç bir "ceset" bulduğunu söylediği kaydedildi.

Yegoravna, bahçesinde karşılaştığı 40-50 cm uzunluğunda, iri kafalı, büyük ağızlı ve üzerinde ilginç bir giysi bulunan "cesedi" arabasına atıp kent merkezindeki evine götürerek buzdolabında sakladığını söyledi.

Rus yetkililerin bu yıl evindeki "cesetten" haberdar olduğunu ve evine gelerek "cesedi" götürdüklerini ileri süren Yegoravna, bahçedeki hurda yığınına da yetkililer tarafından el konulduğunu savundu.
Yetkililer, yaşlı kadının iddiasını doğrulamazken, Yegoravna, "cesedin" fotoğraflarını yerel basına

HABERTÜRK GAZETESİ