20 Aralık 2011 Salı

BU KADIN CÜCELER KÖYÜNDEN Mİ?

Bu Kadın Cüceler Köyü'nden mi?

Bu Kadın Cüceler Köyü'nden mi?

Dünyanın en kısa boylu kadını olarak açıklanan kişi, cüceler köyünden mi?


20 Aralık 2011 09:27
font boyutu küçülsün büyüsün


 
Son birkaç gündür hemen hemen tüm gazetelere ve haber bültenlerinde yer alan bir haber vardı: “Hindistan’daki bir kızın, dünyanın en kısa boylu kadını unvanını” aldığına dair.
Bu haber aynı anda tüm dünya medyasında yer aldı. Bu haberin bu kadar ön planda olması dikkatimizi çekti. Normalde “dikkat çekici” bir haber ama gerçekten de dünyanın en kısa boylu kadını o mu? Bu meselenin başka bir yönü.
İkinci yönü ise Oktan Keleş’in  ASA Kitabında  anlattığı “CÜCELER KÖYÜ” ile ilgili. Bu kadın yoksa, o  cüceler köyü ile mi alakalıydı ki, bu kadar gündeme getirildi? 
Bu kadar reklam yapılmasının arkasında, bütün dünyayı/toplumları psikolojik olarak "cüceler" fikrine hazırlık  mı yatıyor?




Oktan Keleş’in ASA kitabı kuşkusuz günümüzdeki yaşanan olaylar ve ilerdeki ilizyonları ve insanlığa kurulacak tuzakları anlama açsından çok önemli bilgiler içeriyor. Ama kaçımız bu uyarıları dikkate alıyoruz, işte asıl sorun bu. Oktan Keleş’in kitaplarını tekrar tekrar okumakta fayda var. ASA, değeri ilerde daha çok anlaşılacak bir kitap. Burada amacım reklam falan yapmak değil, böyle bir bilgi var ve biz bunun kıymetini yeteri kadar bilmiyoruz. Benim asıl derdim bu.
Konuyu dağıtmadan ilgili habere bir bakalım:
Dünyanın en kısa kadını 63 cm”
Hindistan'da lise öğrencisi kız, 18 yaşına basarak "dünyanın en kısa kadını" unvanını almaya hak kazandı 
Yaklaşık 63 santimetrelik boyuyla iki yaşındaki bir çocuktan daha kısa olan Jyoti Amge, Nagpur şehrindeki ölçümün ardından "dünyanın en kısa kadını" ilan edildi.
Kısa boylu olduğu için şükrettiğini belirten Amge, Guiness rekorunun bir doğum günü hediyesi olduğunu ifade etti.
Boyuna yaklaşan Guiness sertifikası ile poz veren Amge, bu sene liseyi bitirdikten sonra üniversiteye gitmek istediğini söyledi ve "Hayalim Bollywood yıldızı olmak" diye ekledi.
 Şimdi de Oktan Keleş’in ASA Kitabı’nda anlattığı “Cüceler Köyü” (431-442) bölümünden ilgili kısma bakalım:


 


- Doğruymuş. Bunlar sanal değil; insanoğlu. Hindistan’ın güney bölgelerinde yaşayan minik bir cüce kabilesi. Fakat İsrail’li bilim adamları; yani şeytanlar, bunların kabilelerini yok etti. Bir kısmını ise buraya getirip hayvanlar gibi üretiyorlar. Böyle bir cüce kavminden dünya habersiz. Sadece efsaneleri var. Bir çeşit pigme gibiler. Küçük pigme…
Bunlar da kim bilir ne amaçla gizleniyorlar; yani bu cüce insanları hangi emelleri için saklıyorlar? Benim tahminim bu insanların menilerini başka bir insanlık ırkı ile karıştırıp, melez bir ırk meydana getirmeye çalışıyorlar.
Latif Baba bunun üzerine şöyle dedi:
- Bu Yahudiler efsanelerine göre 13. Kabile’lerini arıyorlar. Herkes bu kabilenin dünyada herhangi bir ırk, kavim olabileceği konusunda ahkam kesiyor. Oysa bunların inançlarına göre, aradıkları 13. Kabile yok oldu. Tekrar meydana çıkmaları, planlarına göre 2020’li yıllar. Bu da ırkların yeniden -sözde- yapılanmasıyla çıkacaktır. Yani ırklardan biri ile bir başka ırkın birleşmesinden melez; ama onlarca safî, 13. Kabile’yi bulacaklar sözde.
Profesör Daniel birçok laboratuar ortamında hayvanların genleriyle oynadıklarını, kuşlarla kedi genlerini, maymunla köpek genlerini karıştırmaya çalıştıklarını; kanatlı kediler, çift kanatlı horozlar, garip garip, hayret verici surette çeşitli hayvanlar dünyada boy gösterebileceğini anlattı.
Kur’an-ı Kerim’de yaratılışı bozmaya çalışacakları, hayvanların kulaklarını kesecekleri açıkça yazılıydı. Son yıllarda piyasaya “İsrail pilici” diye genleriyle oynanmış bir kümes hayvanı sürülmüştü. Kim bilir daha niceleri; genleriyle oynanmış tohumlar vs...
Minik cüceler yürüyerek bir yamaçtan çıkmaya çalışıyorlardı. Bizler de arkalarından onları takip ettik. Yamacın tepesine geldiğimizde bir köy ve orada da yüzlerce cüce gördük…
 
Erol Derman