ADAMSKİ NİN HİKAYESİ Adamski: ..Yuvarlak pencerede gördüklerim beni hayran bıraktı.Altımızda muazzam bir büyüklükte kara bir gölge hareketsiz uzanıyordu.Yakınına geldiğimizde bunun azametli gövdesi görüş alanımızı aşıyordu.Şimdi sadece onun dışarı ve aşağıya doğru yuvarlak dış yanını görebiliyordum.Ona yavaş yavaş yaklaştık ve hemen bu koca gemi’nin tam üstüne geldik.Uzaylıların söylediğine göre Gemi’nin çapı 51 m., boyu da 600 m.’den fazla idi. Puro şeklindeki bu azametli Gemi’nin orada stratosferde hareketsiz duruşunun manzarası hatıralarımdan asla silinmeyecektir. Bizim küçük aracımız bir uçak gemisinin güvertesine inen uçaklar gibi Ana Gemi’nin üzerine doğru süzüldü.Bu sırada karşımızda balina ağzı gibi üstü yuvarlak büyük bir kapağın açık olarak durduğunu gördüm.Bu gemilerin fotoğraflarında küt burunlarının aşağıya doğru eğimli olduğunu göreceksiniz.Kapak, Gemi’nin silindirik gövdesinin uç kısmına doğru hissolunur derecede yassılaştığı yere yakındı.
İçinde bulunduğumuz uçan daire, Ana gemi’nin yüzeyine dokunur dokunmaz, ileriye, kapağın içine doğru hareket etti ve aşağıya doğru meyillenen bir yoldan bu kudretli -devasa Gemi’nin içine doğru kaymaya başladı.İşte o sırada ilk defa midemde bir düşme hissinin tesirini duydum. Bundan şöyle bir sonuca vardım ki, uçan daire içinde pek hissedemediğimiz bir yer çekimi, bu devasa boyutlardak Gemi'de kendisini gösteriyordu.Pek dik olamayan bir açıyla ve uçan dairenin dış kaplamasının (Flanş) iki yanında uzanan iki ray arasından, flanş'ın friksiyon ve manyetik kuvvetinin kontrolü altında yumuşak bir şekilde aşağıya doğru kayıp gidiyorduk.Sadece bir kere yerime geçerken şöyle bir duraklaması sırasında dengemi kaybeder gibi olsam da uzaylı Orthon'un yardımı ile tekrar düzeldim.Sonra, Ana Gemi'nin tahminime göre altı ile üstü arasında ortalama bir yerine varıncaya kadar bu yumuşak ve yavaş kayma devam etti.Buraya gelince araç durdu ve kapı yana kayarak hemen açıldı.Açılan kapıdan, 4,5 x 1,80 metre boyutundaki bir platformun üzerinde ayakta duran bir adam göründü.Elinde, ucunda madeni mengeneye benzer bir başlığı olan bir kablo tutmakta idi. Boyu 1,70 kadardı.Üzerinde Orthon'un üzerinde gördüğüm açık kahve renkli aynı biçim ve renklerde bir uçuş elbisesi vardı. 12 basamakla Gemi'nin güvertelerinden birisine inilmekte idi.
Merdivenlerden inerken, aracımızın geldiğimiz istikamet ile aşağı doğru giden rayların kesiştiği bir makas başında durmuş olduğunu farkettim. Bir çift ray bükülerek aşağı doğru Ana Gemi'nin iç kısımlarına uzayıp gidiyordu.Aradaki karanlık bir kısım bu alt kısmı gözden saklıyordu. Diğer bir çift ray ise geriye doğru düz bir hat halinde uzadıktan sonra geldiğimiz istikamet ile bir makasta kesişerek içinde aynı tipten bir çok uçan daireler'in bulunduğu büyük bir depo yahut hangara gidiyordu.
<< O sırada uzaylı Firkon Adamski'nin yanına gelerek; '' orası planetler arası seyahatler esnasında uçan daireler'in depolandığı hangardır,'' diye izahat verdi ve devam etti, 'diğer bir planete giderken uçan dairemiz platformda ancak bizim inmemiz için gerekli olan zaman kadar kalır, sonra makası geçerek hangarda yerine çekilir.Fakat biz tekrar Dünya'ya döneceğimizden araç platformda yeniden şarj edilmektedir.'Bu gemiler Ana Gemi'lerde şarj edilmek suretiyle ve kısa mesafeler içinde kullanılan küçük gemilerdir.Gerekli olan güçleri kendileri üretmezler.Ana Gemi tarafından şarj edilmeleri lazımdır. Daha ziyade temasta bulunulan ve gözlemlenen yer arasında devamlı geliş gidişlerde kullanılırlar.'' dedi.>>
Firkon uzay gemileri hakkında Adamski'ye şöyle bir bilgi veriyor: << Gemi sizin de tanıdığınız ve elektromanyetik dediğiniz tabiat kuvvetinden faydalanmaktadır.Bu kuvvet daima fazlasıyla mevcuttur.Fazla olan bu kuvvet Gemi'nin dış yüzeylerinden uzaya belli bir mesafeye kadar bazen kısa, bazen de kilometrelerce öteye kadar etkili bir alan olarak taşar ve her türlü parçacıklara ve sizlerin dünya teriminiz ile ''uzay döküntüsü'' dediğiniz cisimlere karşı sürekli kuvvet radyasyonu nedeniyle onları uzaklaştırarak adeta bir perde vazifesini görürür.Uzayda, elektromanyetik denizinde hareket eden herşey etrafındaki alanı ile negatiftir. Dolayısıyla, negatif radyasyon da bu negatif parçacıkları itmek ve kendinden uzaklaştırmak suretiyle Gemi'yi hem onların çarpmasından, hem de sürtünme dolayısıyla oluşacak ısıdan korur.Bu elektromanyetik alan gücü ayrıca uzayda Gemi'lerimizi yürüten aynı kuvvettir.Gemilerimiz uzayda bir nehir akıntısı boyunca sanki kayar gibi yol alırlar. Tabiatta mevcut kuvvetleri doğru olarak kullanmasını öğrendiğiniz gün, yapacağınız gemi ile denizin üstünde olduğu kadar atmosferde ve uzay da istediğiniz gibi gezebileceksiniz.Bizler gemilerimizi içine alan bu elektromanyetik alan gücünün vibrasyonlarını yükselterek göze görünmez hale gelebiliriz.Uzay gemimizin bir meteorite karşı sürtünme arzedecek sertlik ve yoğunluk fazından çıkmasıyla uzay gemisi bir meteoritin içinden hayalet gibi ona dokunmadan onunla sürtüşmeden geçip gidebilir.Bu işlem geminin maddesine ait vibrasyonların ayarlanması ile mümkündür. |